5 Ocak 2016 Salı

ÜLKEYİ KARIŞTIRAN BU GİZLİ EL KİMİN? - Cemal ÇALIŞKAN

ÜLKEYİ KARIŞTIRAN BU GİZLİ EL KİMİN?
     Cemal ÇALIŞKAN
            Bu gizli eller, Türklüğe ırkçılık, İslam’a gericilik, ülke bütünlüğünü korumaya faşist damgası vuran içi ve dışı başka olan art niyetli, ajandalarında gizli ideolojiler taşıyan, bunu gerçeğe dönüştürmek için dışarıyla işbirliği yapmaktan kaçınmayanlardır.”
            Türkiye, Türklere bırakılamayacak kadar önemlidir
            “Türkiye, Türklere bırakılamayacak kadar önemlidir" diyenleri önceki siyasiler ve devlet adamları tanıyor ve biliyordu. Bu sebepten önüne gelen ülke yöneticileriyle gardaşım, dostum diye saflık etmediler. Devamlı teyakkuz oldular. O siyasiler şunu da biliyorlardı, içeride büyük laf eden insanlardan hoşlanıyordu, sonunda cemresini bu millet çekeceği için bu sözleri söylemekten imtina ediyorlardı. Bu iktidar döneminde bu sağduyu unutuldu. Kendi gençliklerinde dillendirdikleri çocukça ideolojik sözleri alenen dillendirmeye devam ettirildiler. Sonunda bu sözler duvara tosladı. İleri gidemediler. Ülkede bu sözler yüzünden bir çıkmaza girdi, kedisini dört duvara kapatıldığı ülke oldu.
            Dâhili ve harici bedhahların işbirliği
             Ne olduysa, dışarının ve içerideki asker düşmanlarıyla işbirliği yaparak askerler, üniversiteler ve yargı organlarını dizayn ettiler. İktidarın yaptıkları yanışları dillendirenler konuşamaz hale getirdiler. Sonra işbirlikçileri kendilerinin yaptıkları hırsızlıklarını ortaya çıkarınca, sağ kollarına da hayat yaşayamaz hale getirdiler. Bu iktidarda devleti tamamen ele geçirdiği andan itibaren o insanlar hakkında olmadık hakaret ve küfürlere alenen bulaştılar. Korkudan kimsenin sesi çıkmaz oldu. Ses çıkaranları birer birer ya hapis attılar, ya da işi olanlara vergi memurları ve yargıdaki temsilcileri eliyle cezalar vererek yok ettiler.
            İktidar ve Selahattin Cami
            İktidar, din adına savaş tehlikesi olan yerlere büyük “Selahattin Cami” yaparak iyi bir şey yaptığı algısı yarattılar. O yerlere Selçuklu mimarisine uygun Mescit yapın diyoruz, bizim devletimizin büyüklüğüne yakışmaz diyorlar. İşte Filistin’de yapılanlar yıkılıyor, diğerleri de yıkılır. İşte Osmanlıdan Balkanlarda yapılan ibadethanelerin perişan halde bulunuyorlar. İbadethanelerinin büyük kubbeli ve minaresi olması şart mı? Müslüman şatafata kaçan gösterişli ibadethane istemesi anlaşılabilir de Devlet adamlarının buna önayak olması yakışık almaz..
            PARASI ÖDENEN GEMİLER
            Birinci Dünya savaşında parası ödenen gemileri “ İngiliz devleti el koymuş, vermemiş paramızı da geri ödenmemişlerdir.  Bu gizli el her halde, tarihi gerçekleri, devletin geçmişini ve dünyayı iyi okumayıp kuvvetlerini tanımadan her şeye maydanoz olan siyasilerdir. Abdülhamit dönemi, padişah ve paşalar dedikoduya çok bayılırlar, bu nedenle adamlarına avuç dolusu para öderler. Osmanlı işte bu dedikoduyla yönetilir. İşte o dönemi çok sevenler iktidarda, günümüzde de aynı şeylerle mi yönetiliyoruz?
            Halkları galeyana getirmek
            Tarihin bir döneminde birlikte olduğumuz halkları galeyana getirmek için devleti bir yana bırakıp kendi ideolojilerine göre, istedikleri ülkeyi ve milleti günümüzdeki sıkıntılara soktular. Yeni bir millet ideolojisi yaratmayı amaç edindiler. Bunu yapabilmeleri için yüzyıllardır tarihin süzgecinden akıp gelen, milleti temsil eden ne varsa medenilik, ilericilik veya laiklik adını kirletip açıkça inkâr ettiler. Bu gizli eller bu değerlere açıkça savaş açtılar. Bu nedenle, toplumu inançlarına, ırklarına ve ideolojilerine göre ayırışıma yaptılar, ayırdıkları toplulukları birbiriyle dövüştürerek bunların üzerinden emellerine erişmek istediler. Şimdi de Bu suçlamaları inkâr eder oldular.  Şeriat devleti kuracaklar. En büyük silahları da bu millete Atatürk'ü dinsiz olduğunu ilan ederek arasını açmışlardır.
            Hintlileri destekleyenleri Yahudiler olduğu
            Hintleri destekleyenler Yahudiler olduğu sonradan ortaya çıktığı. İkinci dünya harbinden sonra, sahneye mazlum rolünü oynayarak Fillisinde devletlerini kurmuşlar, mazlum değil zalim oldukları görülmüştür. Bulundukları yere sadece kan ve gözyaşı getirmişlerdir. Almanya'yı nasıl görülmez eller ikinci dünya savaşına sürüklemişse, Türkiye’nin bugünkü getirildiği nokta da bu gizli ellerdir.  
            Bugünkü iktidar da Yahudiler gibi, mazlum oyunu oynayarak gelmediler mi? Sonra ne yaptılar?  
Amerika ikinci dünya savaşından sonra ülkeye girmiş bir daha da çıkmamıştır. Lozan anlaşmasını da onaylamamıştır. Ne zaman Türkiye düzlüğe çıkmaya başlasa, Amerikan ve uşakları ülkemizi bir çatışmaya götürmüşlerdir. Ortadoğu Eş başkanlığı da onlardan birisidir.  AKP rakiplerini alt etmek için Amerika’nın oyuncağı olmuştur.  Şunu kabul etmek zorundayız. Ulusalcısı, İslamcısı, Milliyetçisi de bu el tarafından yönetilme tehlikesi her zaman vardır. Bu gizli eller, kar gibi Güneşe görünüp kayboluyor.  Yıllardır boğuşmalarla, bu ülke çok şey kaybetmiştir. Barışa, çalışmaya ve şüphelerden kurtulmaya, birbirimizle didişmeye vakit yok. Milli güçler kenetlenmeye mecburdur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder