ÜLKEYİ KARIŞTIRAN BU GİZLİ EL
KİMİN?
Cemal ÇALIŞKAN
Bu
gizli eller, Türklüğe ırkçılık, İslam’a gericilik, ülke bütünlüğünü korumaya
faşist damgası vuran içi ve dışı başka olan art niyetli, ajandalarında gizli
ideolojiler taşıyan, bunu gerçeğe dönüştürmek için dışarıyla işbirliği
yapmaktan kaçınmayanlardır.”
Türkiye,
Türklere bırakılamayacak kadar önemlidir
“Türkiye,
Türklere bırakılamayacak kadar önemlidir" diyenleri önceki siyasiler ve
devlet adamları tanıyor ve biliyordu. Bu sebepten önüne gelen ülke
yöneticileriyle gardaşım, dostum diye saflık etmediler. Devamlı teyakkuz
oldular. O siyasiler şunu da biliyorlardı, içeride büyük laf eden insanlardan
hoşlanıyordu, sonunda cemresini bu millet çekeceği için bu sözleri söylemekten
imtina ediyorlardı. Bu iktidar döneminde bu sağduyu unutuldu. Kendi
gençliklerinde dillendirdikleri çocukça ideolojik sözleri alenen dillendirmeye
devam ettirildiler. Sonunda bu sözler duvara tosladı. İleri gidemediler. Ülkede
bu sözler yüzünden bir çıkmaza girdi, kedisini dört duvara kapatıldığı ülke
oldu.
Ne
olduysa, dışarının ve içerideki asker düşmanlarıyla işbirliği yaparak askerler,
üniversiteler ve yargı organlarını dizayn ettiler. İktidarın yaptıkları
yanışları dillendirenler konuşamaz hale getirdiler. Sonra işbirlikçileri
kendilerinin yaptıkları hırsızlıklarını ortaya çıkarınca, sağ kollarına da
hayat yaşayamaz hale getirdiler. Bu iktidarda devleti tamamen ele geçirdiği
andan itibaren o insanlar hakkında olmadık hakaret ve küfürlere alenen
bulaştılar. Korkudan kimsenin sesi çıkmaz oldu. Ses çıkaranları birer birer ya
hapis attılar, ya da işi olanlara vergi memurları ve yargıdaki temsilcileri
eliyle cezalar vererek yok ettiler.
İktidar ve Selahattin
Cami
İktidar,
din adına savaş tehlikesi olan yerlere büyük “Selahattin Cami” yaparak iyi bir
şey yaptığı algısı yarattılar. O yerlere Selçuklu mimarisine uygun Mescit yapın
diyoruz, bizim devletimizin büyüklüğüne yakışmaz diyorlar. İşte Filistin’de
yapılanlar yıkılıyor, diğerleri de yıkılır. İşte Osmanlıdan Balkanlarda yapılan
ibadethanelerin perişan halde bulunuyorlar. İbadethanelerinin büyük kubbeli ve
minaresi olması şart mı? Müslüman şatafata kaçan gösterişli ibadethane istemesi
anlaşılabilir de Devlet adamlarının buna önayak olması yakışık almaz..
Birinci
Dünya savaşında parası ödenen gemileri “ İngiliz devleti el koymuş, vermemiş
paramızı da geri ödenmemişlerdir. Bu gizli el her halde, tarihi
gerçekleri, devletin geçmişini ve dünyayı iyi okumayıp kuvvetlerini tanımadan
her şeye maydanoz olan siyasilerdir. Abdülhamit dönemi, padişah ve paşalar
dedikoduya çok bayılırlar, bu nedenle adamlarına avuç dolusu para öderler.
Osmanlı işte bu dedikoduyla yönetilir. İşte o dönemi çok sevenler iktidarda,
günümüzde de aynı şeylerle mi yönetiliyoruz?
Halkları
galeyana getirmek
Tarihin
bir döneminde birlikte olduğumuz halkları galeyana getirmek için devleti bir
yana bırakıp kendi ideolojilerine göre, istedikleri ülkeyi ve milleti
günümüzdeki sıkıntılara soktular. Yeni bir millet ideolojisi yaratmayı amaç
edindiler. Bunu yapabilmeleri için yüzyıllardır tarihin süzgecinden akıp gelen,
milleti temsil eden ne varsa medenilik, ilericilik veya laiklik adını kirletip
açıkça inkâr ettiler. Bu gizli eller bu değerlere açıkça savaş açtılar. Bu
nedenle, toplumu inançlarına, ırklarına ve ideolojilerine göre ayırışıma
yaptılar, ayırdıkları toplulukları birbiriyle dövüştürerek bunların üzerinden
emellerine erişmek istediler. Şimdi de Bu suçlamaları inkâr eder oldular.
Şeriat devleti kuracaklar. En büyük silahları da bu millete Atatürk'ü
dinsiz olduğunu ilan ederek arasını açmışlardır.
Hintleri
destekleyenler Yahudiler olduğu sonradan ortaya çıktığı. İkinci dünya harbinden
sonra, sahneye mazlum rolünü oynayarak Fillisinde devletlerini kurmuşlar,
mazlum değil zalim oldukları görülmüştür. Bulundukları yere sadece kan ve
gözyaşı getirmişlerdir. Almanya'yı nasıl görülmez eller ikinci dünya savaşına
sürüklemişse, Türkiye’nin bugünkü getirildiği nokta da bu gizli ellerdir.
Bugünkü
iktidar da Yahudiler gibi, mazlum oyunu oynayarak gelmediler mi? Sonra ne yaptılar?
Amerika ikinci dünya savaşından
sonra ülkeye girmiş bir daha da çıkmamıştır. Lozan anlaşmasını da
onaylamamıştır. Ne zaman Türkiye düzlüğe çıkmaya başlasa, Amerikan ve uşakları
ülkemizi bir çatışmaya götürmüşlerdir. Ortadoğu Eş başkanlığı da onlardan
birisidir. AKP rakiplerini alt etmek için Amerika’nın oyuncağı olmuştur.
Şunu kabul etmek zorundayız. Ulusalcısı, İslamcısı, Milliyetçisi de bu el
tarafından yönetilme tehlikesi her zaman vardır. Bu gizli eller, kar gibi
Güneşe görünüp kayboluyor. Yıllardır boğuşmalarla, bu ülke çok şey
kaybetmiştir. Barışa, çalışmaya ve şüphelerden kurtulmaya, birbirimizle
didişmeye vakit yok. Milli güçler kenetlenmeye mecburdur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder