22 Nisan 2017 Cumartesi

Korkusuz gazetesi yazarı Can Ataklı: “Tayyip Bey ve 2019’da yapılacak seçimler”

Korkusuz gazetesi yazarı Can Ataklı bugünkü köşesinde "AKP'nin tepe noktalarını çok iyi tanıyan" dediği bir "haber kaynağının" görüşlerine yer verdi.
Yılmaz ARSLAN <y.arslan57@gmail.com>
Korkusuz gazetesi yazarı Can Ataklı bugünkü köşesinde “AKP’nin tepe noktalarını çok iyi tanıyan” dediği bir “haber kaynağının” görüşlerine yer verdi.
Ataklı’nın aktardığına göre “Tayyip Bey’i şu anda 2019’da yapılacak seçimler çok endişelendiriyor.”
Ataklı’nın yazısını ilgili bölümü şöyle:
Referandum bitti ama hesabının kapanması çok zor. Gözler Yüksek Seçim Kurulu’nda. Onun gözü ise sarayda.
Bu köşede dün sizlere referandumdan çıkan sonucun sarayda endişe ile izlendiğini ve Erdoğan’ın yakın çevresinin “bu durumda 2019’daki seçimleri kazanamayız ki” korkusuna kapıldıklarını AKP’nin tepe noktalarını çok iyi tanıyan bir haber kaynağımın ağzından anlatmıştım.
Aynı kaynağım dünkü Halk Tv yayınımdan sonra tekrar aradı. “Yazın bugün en çok okunanlar listesinin başında” dedikten sonra “Asıl bomba başka” diye söze girdi.
“Asıl bomba” dediğine göre önemli herhalde.
Anlatmaya başladı, “Tayyip Bey’in morali çok bozuk. Kalabalıklar önünde yine esip gürlemesine haçlılardan falan bahsetmesine aldırma. Tayyip Bey’i şu anda 2019’da yapılacak seçimler çok endişelendiriyor. Hele önüne konan bir senaryo var ki, dehşet bir şey, çok korkunç.”
Tabii dinliyorum ama merakla “nedir o senaryo?” diye araya girdim.
“Bak” dedi “eğer bu referandumda yüzde 55 ve üstü evet çıkmış olsa Erdoğan çok rahatlayacaktı, oysa şimdi o seçimi kaybetme riski var. Asıl önemli olan ise kaybetmesi halinde ne olacağı” diye devam etti ve ardından da şunları söyledi;
“Şimdi senaryoya bakalım. 2019’da AKP cumhurbaşkanı adayı olarak Erdoğan’ı gösterecek. Diğer partiler de muhtemelen aday bulacaklardır, bu kez çatı aday falan gibi bir saçmalık olacağını sanmıyorum. Ancak her şey ikinci tura göre ayarlanacak. Muhalefet fazla aday gösterse bile asıl amaçları Erdoğan’ı ilk turda seçtirmemek olacak.”
Araya girip sordum “Erdoğan ilk turda seçilemez mi?” Haber kaynağım “Bana göre çok zor, çünkü zaten şu andaki fark çok az, buna bir de iki yılın sıkıntılı dönemini eklersen, yüzde 1’lik bir azalma bile Erdoğan’ın ilk turu geçememesine yol açar” cevabını verdikten sonra şunları söyledi;
“İlk turda Erdoğan seçilemeyebilir ama AKP Meclis’e birinci parti olarak girer, hatta salt çoğunluğu bile alabilir. Cumhurbaşkanlığı seçimine ise Erdoğan’la birlikte ikinci aday girecek. İşte plan burada işleyecek. Erdoğan’ın ikinci turdaki rakibi diğer bütün muhalefetle oturup bir tür koalisyon pazarlığı yapacak. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar dışarıdan atanacağı için destek verecek her siyasi harekete, gücüne göre bakanlıklar dağıtılacak. Böylece Erdoğan’ın seçilmesi halinde hiçbir şekilde varlık gösteremeyecek olan muhalif siyasetler bu sistemle iktidara gelecekler.”
Burada kendimi tutamadım “Erdoğan için gerçekten korkunç bir şey bu” dedim.
Ankaralı haber kaynağım devam etti; “Dur asıl korkunç olana geliyorum. Şimdi duruma bak, muhalefetin adayı kazanıyor, AKP Meclis’te çoğunluk sağlamış ama yeni sistem gereği yürütmeye asla karışamıyor, denetleyemiyor, yargılanmasını sağlayamıyor. En önemlisi Erdoğan bir anda siyasetin dışında kalıyor. Dokunulmazlığı kalkıyor. Bu durumda yeni Cumhurbaşkanı yargıya tamamen hakim olacağı için hemen harekete geçiyor ve Erdoğan’ın yargılanmasını istiyor. Erdoğan bir anda kendini yargı önünde buluyor ve artık güneş yüzü göremeyeceği bir cezaya çarptırılıyor. Bunu önleyebilecek bir şey var mı. Yok. Böylelikle Erdoğan tek hakim olmak isterken kendi kazdığı
kuyuya düşüyor. Bu senaryo Erdoğan’ı korkutmasın da kimi korkutsun?”
Haber kaynağıma “bunlar spekülasyon mu yoksa sarayda ciddi ciddi konuşuluyor mu?” diye sordum. Çok bozuldu “ben sana ne zaman spekülasyon aktardım, bunlar aynen yaşanıyor sarayda şu anda” dedi.
***
RTE artık seni iyi günler beklemiyor ve bu durumuna inan çok sevinen olacak
Erdoğan'ın en büyük korkusunu yazdı http://www.haberinyeri.net/siyaset/erdogan-in-en-buyuk-korkusunu-yazdi-h410.html35 dakika önce,  Twitter for Android //-----2,5 milyon mühürsüz zarfı geçerli sayan YSK, 2014'te AKP'nin talebiyle 1 sandık için seçimi iptal etmişti!… Seçim kanunu 98.madde: Mühürsüz zarflar geçersizdir.

14 Nisan 2017 Cuma

"10 yıl sonra kıtanın ne durumda olacağı üzerine bir ütopya", Dünyanın en saygın tarihçilerinden ""Niall Ferguson"" yazdı...

Dünyanın en saygın tarihçilerinden Niall Ferguson, Amerikan Wall Street Journal gazetesi için Avrupa’nın yaşadığı mali krizden yola çıkarak "10 yıl sonra kıtanın ne durumda olacağı üzerine bir ütopya" kaleme aldı…
Niall Ferguson
Ferguson’un yazısı şöyle:
YENİ MERKEZ VİYANA
2021’in Avrupa’sına hoşgeldiniz. İspanya ve Fransa da dahil yaklaşık 10 hükümetin kafa derisini yüzen 2010-2011 büyük krizinden beri on yıl akıp geçti. Bazı şeyler aynı kaldı, ancak çok fazla şey değişti. Euro hala tedavülde, ancak banknotlar artık nadiren görülüyor. Brüksel, Avrupa’nın politik idare merkezi olmaktan çıktı. Viyana büyük bir başarı oldu.
GÜNEY HİZMETÇİ GİBİ
Avrupa Birleşik Devletleri’nin (Euro Bölgesi artık böyle biliniyor) çevre ülkeleri için hayat hala kolay olmaktan çok uzakta. Yunanistan, İtalya, Portekiz ve İspanya’da işsizlik yüzde 20’yi aştı.  Ancak 2012’de yeni mali federalizm sisteminin yaratılması kuzey Avrupa merkezinden fonların sağlam akışını sağladı. Daha önce Doğu Almanya’da olduğu gibi, Güney Avrupalılar bu takasa alıştı. Bölgenin nüfusunun beşte biri yüzde 65’in üzerinde ve beşte biri işsizken, insanlar hayattaki güzel şeylerin de tadını çıkarmaya zaman buluyor. Hepsi güneşli güneyde ikinci evlerine sahip olan Almanların hizmetçisi olarak çalışıyor.
İNGİLTERE AB’DEN ÇIKTI
Şimdi İngiltere Başbakanı olarak dördüncü dönemine başlayan David Cameron, kendi partisindeki Avrupa-şüphelilerinin baskısına gönülsüzce teslim olarak AB üyeliğini referanduma götürme riskini aldığı için şanslı yıldızlarına teşekkür ediyor. Kavgacı Londra tabloidlerinin kışkırttığı halk, ayrılmak için yüzde 59’a yüzde 41 oy kullandı. Brüksel’in bürokrasisinden kurtulan İngiltere, şimdi Çinli yabancı doğrudan yatırımının Avrupa’daki en sevdiği yer. Zengin Çinliler Chelsea’deki apartmanların bayılıyor, görkemli İskoçya av malikanelerinden bahsetmeye bile gerek yok.
‘EURO’NUN LANETİ
2021 yılındaki Avrupa Birleşik Devletleri, 2011’de çöken Avrupa Birliği’nden oldukça farklı. George Papandreou ve Silvio Berlusconi, ‘euronun laneti’ denilebilecek bu şeyin kurbanı olan ilk Avrupa liderleri değildiler. 2011 yılında mali korku euro bölgesinde yayılırken Hollanda, Slovakya, Belçika, İrlanda, Finlandiya, Portekiz ve Slovenya’da hükümetler düşmüştü.
İSRAİL VE İRAN SAVAŞTA
2011’de Kuzey Afrika ve Ortadoğu’nun parlak bir demokrasi çağına girdiğine inanalar vardı. 2012’de yaşanan olaylar sadece Avrupa’yı değil, tüm dünyayı sarstı. İsrail’in İran’ın nükleer santrallerine olan saldırısı Arap Baharı’nın barut fıçısına bir kibrit attı. İran, Gazze ve Lübnan’daki müttefikleri aracılığıya karşı saldırıya geçti. İsrail’in hareketini veto etmeyi başaramayan ABD, bir kez daha arka planda kaldı, en alt düzeyde yardım önerdi ve sonuçsuz bir çaba ile Hürmüz Boğazı’nı açık tutmaya çalıştı. Amerika savaş gemisinin tüm mürettebatı İran Devrim Muhafızları tarafından esir alınınca Başkan Barack Obama’nın yeniden seçilme şansı buharlaştı.
TÜRKİYE ARTIK LAİK DEĞİL
Türkiye anı yakalayarak İran’ın tarafını tuttu, aynı zamanda Atatürk’ün Türk devletinin İslam’dan ayırışını geri çevirdi. Seçim zaferi ile cesaretlenen Müslüman Kardeşler Mısır’da gücün dizginlerini yeniden eline aldı, İsrail ile olan barış anlaşmasını geri çevirdi. Ürdün Kralı’nın aynısını yapmaktan başka şansı kalmadı. Suudiler yürekten bir şekilde nükleer bir İran’dan kaçınmış olmayı dileseler de İsrail’i destekler gibi gözükmediler.
İSRAİL YAPAYALNIZ KALIYOR
İsrail tam olarak yalnızlaştı. ABD’de Başkan Mitt Romney, federal hükümetin bilançosunu yeniden yapılandırmaya odaklanmıştı. Avrupa Birleşik Devletleri’nin Almanların özellikle korktuğu bir senaryoyu engellemek için müdahale etmesinin tam zamanıydı: İsrail’in çaresizce nükleer silahlara başvurması. Avrupa Birleşik Devletleri’nin Ringstrasse’deki yeni şık Dışişleri Bakanlığı’nda konuşan Avrupa Başkanı Karl von Habsburg El Cezire’ye şöyle açıkladı: ‘Önce, yeni bir petrol fiyarı yükselişinin sevgili euromuza etkisi konusunda endişelendik. Ancak en sevdiğimiz tatil bölgelerine radyoaktif madde yağması hepsinin önüne geçti.’
NİALL FERGUSON KİMDİR?
Niall Ferguson, Harvard Üniversitesi’nde tarih profesörü. Aynı zamanda Stanford Üniversitesi ve Oxford Üniversitesi’nde öğretim üyesi. Ekonomi ve tarih alanlarında 9 kitabı bulunan Ferguson, beş önemli belgesel çekti. Bunların arasında 2009’da En İyi Belgesel dalında Emmy ödülü alan ‘Paranın Yükselişi’ de bulunuyor. 2004 yılında Time dergisi Ferguson’u dünyanın en etkili 100 isminin arasına almıştı.