Yolsuzluk üzerine
HAYRETTİN KARAMAN
Yolsuzluğun üzerine gitmenin şekli ve hukuk dışılığı ise
ayrı bir mesele idi ve bu yazıda benim konum olmadığı için bunları geçiyorum.
Ağaç ve yolsuzluk nasıl iktidarı yıpratmak, hatta düşürmek
için 'birer bahane' ise, benim, aşağıda vereceğim bir yazım da beni yıpratmak
ve itibarsızlaştırmak için bahane kılındı ve buna devam edenler var.
Bakın ben o yazımda ne demişim:
'Bana… birçok kişi, 'Devletten veya belediyelerden haklı ve
meşru olarak ihale alıp istifade ve kâr eden kimseleri, yardımda bulunsunlar
diye hayır kurumlarına yönlendirsek bunda bir sakınca var mıdır' diye sordular.
Buna verdiğim cevap şudur:
Hayır işlesin diye teşvik ve sevkettiğiniz kimseler Müslüman
iseler ve siz istemeseniz bu yardımı yapmayacak idiyseler ve/veya bir daha iş
ve ihale alamam diye bu yardımı yaparlarsa bundan ecir (sevap) alamazlar. Ama
kayıtlı ve şeffaf olmaları şartıyla hayır kurumları bundan istifade
edebilirler; çünkü onların bir zorlamaları ve baskıları söz konusu değildir,
verenin de baskı altında verdiği bilgisine sahip değillerdir…'
'Bir yerlere yardım edecek diye bir kimseye 'layık, ehil, en
iyisi, en hesaplısı, kamu için en yararlısı olmadığı halde' ihale verilirse
yapılan ihanet olur ve elbette caiz olmaz'
Bu cevabı insaf ve iyi niyetle okuyan bir kimsenin bundan
'yolsuzluğa fetva verildiği' hükmünü çıkarması mümkün müdür?
Bu sorunun cevabını okuyanların akıl ve vicdanlarına
bırakıyorum.
Talebim ise şudur: Dini bir konudan söz ederken kullanılan
kelimelerin, konulan kayıtların ve şartları -virgülüne kadar- önemi vardır.
Sözün bütünü değil de içinden bir parçası alınır ve nakledilirse mana bozulur
ve yanlış anlama ihtimali artar. Bu sebeple yukarıdaki sözümü nakledenlerin
olduğu gibi aktarmalarını isterim.
Evet, iş olmuş bitmiş, işi alan kâr etmiş, işi veren de ona
-şahsi menfaati ile hiçbir ilgisi bulunmayan- bir vakfın, derneğin, hayır
kurumunun adını vererek oraya yardımda bulunmasını rica etmiş, o şahıs da ya
Allah rızası için veya ileride yine iş alma niyetiyle (bunu bilmemiz mümkün
değildir) istenen yardımı yapmış. Ricada bulunanın, o kişi layık olmadığı halde
ona tekrar -bu yardım sebebiyle- iş verme niyeti de yok.
Ben tekrar ediyor ve diyorum ki:
Bu yardım rüşvet tarif ve hükmüne girmez.
Bunun yolsuzlukla da bir ilgisi yoktur.
Din, ahlak, sosyal adalet, yoksullukla mücadele gibi alanlarda
hizmet veren kurumlara ve kuruluşlara -bunların hizmetlerinden rahatsız
olanlara rağmen- yardımlar devam etmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder