13 Haziran 2017 Salı

Yorumsuz!.. Ahmet Doğan Şimşek "KURTLAR VE AŞIKLAR & EDEP" Bekir Hazar

Yorumsuz!.. Ahmet Doğan Şimşek
KURTLAR VE AŞIKLAR 
Bekir Hazar
Yeryüzü adeta doymak bilmeyen aç kurtlar alanına dönüştü. Para kavgaları inanılmaz boyutlara ulaştı, dünya dünya olalı böylesini görmedi.
Bir zamanların "Güneşin batmadığı imparatorluğu" olarak gösterilen Birleşik Krallık artık güneşi zor gören ülke haline geldi. 100 yıl öncesinin büyük oyun kurucusu ve fitnecisi Londra artık oyuna geliyor, bombalarla sarsılıyor. 100 yıldır sömüreceği her bölgeye ve ülkeye terör ihraç eden Avrupa artık terörle tanıştı, insanlar sokaklarda korkuyu yaşıyor.
İtalya'da meydanda maç seyredenler, maytap patlayınca korkuyla birbirini eziyor, bomba patladı diye binlerce kişi kaçarken, binbeşyüz kişiyi ezerek hastanelik ediyor. Amerika terör örgütü PKK ile Rakka'ya yürüyor. Rusya "PKK ve DEAŞ, CIA'nın kurduğu masada Rakka konusunda anlaştı.
DEAŞ buradan çekilecek" diyor. Peki DEAŞ nereye gidecek? 30 bini aşkın yabancı teröristi barındıran örgüt bitecek mi? Kesinlikle hayır... İstihbarat örgütleri tarafından korku ve dehşet salma konusunda eğitilen ve kafa kestirilen DEAŞ'ın içinde binlerce Avrupalı, Avustralyalı, Asyalı ve Afrikalı var. Ülkelerine geri dönecekler, her biri uyuyan hücrelerde cellat kesilecek.
Özellikle Avrupa'yı Suriye'den ihraç edilecek terörle korku ve dehşetin hakim olduğu günler bekliyor. Peki bu korku ve dehşet kimin işine yarayacak? Hadi gelin bir dünya turuna çıkalım ve önce Amerika'dan başlayalım. ABD derin devleti tarafından başkanlığa getirilen Trump her ortamda Almanya'yı aşağılıyor, Başbakan Merkel ile adeta dalga geçiyor. Çünkü ABD'nin hedefinde AB lideri Almanya var. Trump "Almanlar bize milyonlarca araba satıyor, bunu kesinlikle durduracağız" diye bas bas bağırıyor. Gümrük vergileri yolda, Almanya milyarlarca dolar kaybedecek. ABD, Almanya'ya yaklaşık 58 milyar euroluk mal satabiliyor. Buna karşılık Almanya'nın ABD'ye ihracatı 107 milyar euroyu buluyor. Trump "1 trilyon doları aşan bütçe açığımı körfez ülkelerinden ve Avrupa'dan tahsil edeceğim" diyor.
Avrupa'da terör korkusunun yanı sıra, bağıra bağıra gelen "Ekonomik darbeler yolda" haberleri Merkel'i seyyaha çevirdi.
Almanya Başbakanı kabus dolu günler paniği ile, Meksika'dan tutun, Hindistan ve aralarında 170 milyar euroluk ticaret hacmi olan Çin devlet başkanının kapısına kadar dayandı. Peşpeşe gelen terör saldırıları ile sarsılan Londra'da Trump şoku yaşanıyor.
İngiltere'de "ABD başkanı ülkemizi ziyaret edecek. Gelsin mi gelmesin mi" şeklinde yapılan anketlerden "Gelmesin" çıktı. Trump "Ziyaretim için anketler bile yapılıyor... Madem iş bu noktada ve istenmiyorum, Londra'ya gelmiyorum" diyerek iki ülke arasındaki gerginliğin işaretlerini veriyor. ABD başkanı, Londra Belediye Başkanı ile dahi ağız dalaşına giriyor. CIA kontrolündeki DEAŞ İran'da Meclis'i basıyor, Humeyni türbesini taratıyor, 12 kişiyi öldürüp Devrim Muhafızlarını "Suudi Arabistan yaptı" gazına getiriyor, intikam yeminleri ettiriyor. 3 gün sonra Suudi Arabistan'ın Şii bölgesinde askeri araç bombalı saldırıya uğruyor, bir binbaşı öldürülüyor. Sınırımızdaki yangın ve fitne ateşi üzerine ise adeta birileri tarafından benzin dökülüyor. Bölgeyi mezhep savaşı ile kan gölüne çevirip cesetler üzerinden rant peşinde koşan doyumsuz AÇ KURTLAR durmak bilmiyor. Trump'ın ziyaretinde "Katar" dolmuşuna getirilen Suudi Arabistan'ı, 2013'te NewYork Times'da yayınlanan ve Pentagon'un kaynak gösterildiği "Beşe bölünme" tehlikesi ve parçalanmış harita bekliyor. Böyle bir ortamda tüm kavgaların ortasında kalan ve sürekli içeriden ve dışarıdan saldırıya uğrayan Türkiye, kenetlenmeye ihtiyaç duyduğu günleri yaşıyor. Ancak ne hikmetse bizim dünyadan bihaber ana muhalefetten birileri çıkıyor, Avrupa'yı Türkiye'ye müdahaleye çağırıyor. Kimi terörist cenazelerinde geziyor, kimi Alman ağzıyla, konuşuyor, kimi Amerikan FETÖ'süne sahip çıkmak için kendini yırtarak aramızda geziyor... İçimizde, dışarıdan pişirilen cümlelerle uluyanlar da kol geziyor. Goldoni boşuna "Kurtla yaşayan, ulumasını öğrenir" demiyor. Aç kurtlar etrafımızda, bölgemizde kol gezerken, içimizden bazıları onlara sevdalanacak kadar bağlanıyor. Mevlana Hazretleri; "Kurdun kuzuyu yemeye niyetlenmesinde şaşılacak bir şey yok. Şaşılacak olan odur ki; kuzunun kurda gönül bağlayıp, aşık olmasıdır" diyor. Şaşılacak olanlar, kurtlarla oturdukları sofrada kendini konuk zannediyor, yeneceklerini bilmiyor. http://www.takvim.com.tr/yazarlar/bekirhazar/2017/06/13/kurtlar-ve-asiklar
EDEP
Bekir Hazar
Ramazan, kardeşlik, sevgi, birlik, beraberlik, barış ayıdır. Ancak baktığımızda Osmanlı coğrafyasını cetvelle bölenlerin oluşturduğu haritalarda, 100 yılı aşkın süredir yakılan fitne ateşi Ramazan bile dinlemiyor. İslam coğrafyasını parçalayanlar, sömürebilmek için hemen her yerde dışarıya bağlı kukla rejimler oluşturdular. Hal böyle olunca gölgesinden korkan, geceleri öldürüleceğim diye saraylarda uykusuz kalan, KORUMA olarak BATI'yı milyarlarca dolar ödeyerek tutan bir İslam ülkeleri tablosu çıktı.
Türkiye son yıllarda, silaha yılda 18 milyar dolar harcıyordu. Bir Suudi Arabistan 63 milyar dolardan, son Trump ziyaretinden sonra silah alımını 100 milyar dolara çıkardı.
Türkiye mazlumların yanındaydı, savaşlardan, ölümlerden kaçan yetimleri, dulları, bebeleri kucaklıyor, milyarlarca dolarlık ekmeğini paylaşarak dünyanın her yanında cömertliğini gösteriyordu. Buna karşılık Suudi Arabistan, Londra'nın Nişantaşı-Bağdat caddesi olarak gösterilen semti Chelsea'nın tamamını alıyor, lüks markalara, altın kaplama arabalara milyarlarca dolar yatırıyordu. Amerika'da 700 milyar dolar saklıyor, son anlaşma ile 380 milyar doları daha Washington'a gönderiyordu. BATI'ya kesenin ağzını sonuna kadar açarak cömert davrananlar, Trump'ın kızı Ivanka'ya bile 100 milyon dolar hibe edenler İslam dünyasına CİMRİ takılıyordu.
Rejimleri ve yöneticileri zayıftı. Kefenleri ile değil BATI korumasında korkularla yaşayanlar silahlanıyordu. Dünya malını Avrupa ve Amerika bankalarında dolar olarak stoklayanlar, Müslümanların açlıktan öldüğü ülkelerde bile PİNTİ takılıyordu. Halbuki Hz. Ebubekir (R.A.) "Mal cimrilerde, silah korkanlarda, idare de zayıflarda olursa İŞLER BOZULUR" diyordu. O yüzden işleri rast gitmiyor, sürekli bozuluyor, korumasına sığındıkları BATI tarafından fitne ateşiyle sürekli arkadan hançerleniyorlardı.
İslam demek, malını mülkünü, gücünü Allah yolunda harcamak, mazlumların yanında olmak, cömert ve cesur olmak demekti. İslam insanlığa hizmet etmek demekti. Nitekim Yavuz Sultan Selim Mısır'ı fethettiğinde kılınan ilk Cuma namazında okunan hutbe çok ilginçti. Mısırlı Alim okuduğu hutbede Müslümanlara Yavuz Sultan Selim'i "Sahibül Harameyn", yani Mekke ve Medine'nin hakimi olarak tanıtıyordu. Yavuz Sultan Selim müdahale ediyor "Ben hakim değilim. Ben Hadim-ül Harameyn'im" diyordu.
Yani "Hizmetçisiyim" diye uyarıyordu.
Hizmetçi oldukları için de 600 yıllık bir imparatorluğa sahip oldular. Halbuki bugün aynı toprakları elinde bulunduranlar, BATI'nın hizmetçisi olduğu için sürekli bölünme, parçalanma tehdidi ile karşı karşıyalar. Ve yaşamaları, parçalanmadan ayakta kalmaları, Müslümana olan cimrilikleri ve korkularla yaşayan zayıf yönetimleri yüzünden mümkün değil. Sultan Abdülhamid Han, ihanetlerin patlama yaptığı, imparatorluğun en zor günlerini yaşadığı dönemde bile Hicaz demiryolunu yaptırarak Müslümanlara hizmet etmek için çırpındı. Medine'de Mescid-i Nebi'nin yakınlarından geçen trendeki vagonların tekerlerine bile keçe koydurup, "Gürültü yapmasın, Peygamber Efendimizi rahatsız etmesin" diye saygının ve EDEBİN en büyüğünü gösterdi. Bugün İslam dünyasında sadece ve sadece BATI'ya saygı ve edep, birbirlerine hakaret ve iftira hakim olduğu için bellerini doğrultamıyorlar, kaoslardan ve kan gölünden kurtulamıyorlar. Bugün Katar gibi küçücük bir ülke bile TERÖRE hizmet etmekle suçlanıyor.
Halbuki El Kaide ve DEAŞ üyelerinin tamamı bugün Selefi denilen, Suudi Arabistan'daki Vehabilerden çıkıyor. İngiltere "DEAŞ'ın içindeyiz" diyor, Alman'ın bile DEAŞ'ı var, Trump "DEAŞ'ı bizim Obama kurdu" diyor. Suudi Arabistan, Amerikan kongresince 11 Eylül'ün suçlusu ilan ediliyor, 380 milyar dolarlık EDEP VE SAYGI parası gelince, Washington öpüp kokluyor. ABD Suriye'de TERÖR ÖRGÜTÜ PKK'ya KOMUTANLIK YAPIYOR, milyarlarca dolarlık silahı göstere göstere terör örgütüne veriyor, adeta bunu dünyanın gözüne sokuyor. İslam dünyasının milyarlarca dolarla koruma olarak tutup, yönetimlerini teslim ettiği bu ülkelere kimse "TERÖRİST" demiyor, diyemez de... Çünkü Ramazan'da bile birbirine saldıran kuklalar olduğu sürece bu değişmez, birlik beraberlik sağlanamaz.
Türkiye çatışma yaşanmasın, insanlar ölmesin, kan dökülmesin diye Katar'a caydırıcı 5 bin asker gönderiyor, bazıları ortalığı ayağa kaldırıyor. Halbuki Pakistan da 20 bin asker gönderiyor, kimsenin gıkı çıkmıyor. Çünkü, kuklalar ve onları yönetenlerin, "Osmanlı EDEBİ" geri dönecek diye ödleri patlıyor.  http://www.takvim.com.tr/yazarlar/bekirhazar/2017/06/10/edep

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder