Neden Daha Mutlu Olamıyorum?
Doç. Dr. Özgür ÖZTÜRK Psikiyatri
En
zengininden en fakirine, en ünlüsünden en yalnızına, yaşlı veya genç ayırt etmeksizin
tüm insanlar aynı duygunun peşinde koşuyorlar..... Herkes, istisnasız daha
mutlu olmak istiyor, mutlu olmak için kendince çaba gösteriyor ve ona ulaşmak
için yöntemler buluyor ancak ne yazık ki yine de insanların büyük kısmı kendini
yeterince mutlu hissetmiyor.
Bu yolda
harcanan paraların, gidilen yoga veya meditasyon derslerinin, falcıların, yaşam
koçlarının ve sömürülen umutların haddi hesabı yok.
Üzerinde
herkesin hemfikir olduğu bir ‘mutluluk' tanımı olmasa da genel olarak bir
kişinin hayatının toplam kalitesini ne kadar olumlu olarak değerlendirdiği onun
mutluluk düzeyidir diyebiliriz. Bir görüşe göre ise acıdan kaçınmak ve hazzı
aramak insan doğasının temel kurallarından biridir. Mamafih, bu kadar karmaşık
hale gelmiş bir yaşam ve bu kadar ilerlemiş bir insan zekasının sadece hazzı
arayıp , acıdan kaçınarak mutlu olmasını beklemek pek mümkün değildir.
Hayatta
acıdan kaçmak ve bedensel hazlar açısından doyuma ulaşmış olmak elbette belirli
bir mutluluk düzeyi sağlar ancak bunların ötesinde daha kalıcı mutluluk
düzeyleri sağlayan şeyin, belirli bir amaç doğrultusunda , emek harcayarak
anlamlı düzeyde bir ilerleme kat etmek olduğu iddia edilmektedir.
Örneğin ,
bazen bir doktora derecesi almak, iş hayatınıda bir kademe atlamak, birkaç sene
uğraşıp bir spor alanında derece yapmak, seks yapmaktan daha mutluluk verici
olabilmektedir.
Tarih
boyunca ‘nasıl daha mutlu olunabilir' kavramı üzerinde düşünen birçok düşünür
olmuştur, ancak temel olarak bu sorularla çok üğraşan birisi eski yunan
felsefecilerinden biri olan Epikür (Epicuros) tur. Epicuros, biraz da yanlış
anlaşılarak haz almayı mutluluğun temel gereği olarak tanımlamakla suçlansa da
gerçek pek öyle değildir, kendisi , ona inanan belli bir arkadaş grubu ile
birlikte şehrin dışında mütevazi bir hayat süren, kendi ürettikleri sebze ve
meyvelerle beslenip,felsefe yapmakla geçen bir hayat yaşamıştır. ‘Dünya
zevkleri' olarak tanımlanan birçok uğr-aşla hiç ilgilenmemiştir.
Epiküryen
felsefeye göre mutlu olmanın temel koşullarından biri ‘dost edinme yetisi-
dostların olması'dır.'Yanında bir dostu olmadan yemek yemek sadece aslanlar ve
kurtlara özgüdür, insan yalnız kalmamalıdır' der .
Bir diğer
önemli mutluluk kaynağı, ruhen, fikren ve bedenen özgür olmaktır, istemediğimiz
işler yapmak, sevmediğimiz veya inanmadığımız bir kişi için veya bir amaç
uğruna çalışmak hep kronik mutsuzluk kaynaklarıdır.Gündelik hayatın kavgaları
ve politika , Epiküyen felsefeya göre uzak durulması en zaruri olan şeylerdir.
İnsanın
hayatta varoluşu ve üzerinde uğraşıp emek harcamadan, hayatın kendi başına
anlam verilmesi zor bir kavram olması, insanı devamlı iç huzursuzluğuna iter,
ve bu durum varoluşsal gerginliğimizn temel sebeplerinden biridir, bu durumu
aşmak ancak daha çok okumak, hayat üzerine ve bizim hayatımıza katacağımız
anlam üzerinde kendimizle ve dostlarımızla durmadan fikir alışverişi yapmakla
belki biraz mümkün olur. Düşünmek huzursuzluğu azaltır. Boş, amaçsız ve umarsız
yaşamak da kronik bir mutsuzluk sebebidir
Dostluk
yoksa zenginlik, özgürlük yoksa bir 4x4, huzura kavuşturan düşünceler yoksa bir
dağ evi mutluluk düzeyimizi arttırmaz.
Mutluluk
konusunda sosyal bilimlerin tüm alanlarından, bilhassa ekonomistlerin ciddi
araştırmaları vardır. Economic Journal da Temmuz 2004 de yayınlanan bir
araştırmada, daha çok para kazananların, daha az para kazananlara göre daha
mutlu oldukları, ancak belirli bir gelir düzeyinin üzerinde daha çok paranın
mutluluk düzeyine olan katkısının azaldığı ortaya konmuştur.
Ailelerde
çocuk saysısının ikinin üzerine çıkması muhtemelen ekonomik kaygılar nedeniyle
bildirilen mutluluk düzeyini azaltmaktadır. Düzenli bir ilişkisi olanlar yalnız
kimselere göre kendilerini daha mutlu hissettiklerini ifade etmişlerdir.
Eğlenceli
bir yaşantısı olanlar ve yaşamlarının ana odağına ‘haz' prensibini koyanlar
daha mutludurlar ancak bu tarz mutluluklar genelde geçici-sabun
köpüğü-mutluluklardır.
Tüm bu
yukarıda belirtilenler, ekonomik durum, aile, çocuk sayısı, kişinin bedensel
sağlığı, eğlenceli bir hayatı olup olmadığı mutlaka ne kadar mutlu
hissettiğimiz açısından çok önemlidir, ancak bu mutluluğu kalıcı hale getimek
için çok önemli iki kavram vardır, bu kavramlar, üretkenlik ve anlam'dır.
Çalışan
insanlar daha mutludur. Problem çözen, ileriye giden,sorumluluk alan ve
yaratıcı olan kişiler kaçınılmaz bir tatmin duygusu içindedirler. TV'yi
kapatmak veya bir yemek davetini reddedip işinizle ilgili bir rapor hazırlamak
zor gelecektir ama işin gerçeği bu uğraş toplam mutluluğunuzu daha çok
arttırmaktadır.
Ancak;
yaptığınız işler, yaşadığınız hayat veya üretiminiz size bir anlam ifade
etmiyorsa , ne kadar üretken olursanız olun mutlu olamazsınız.‘Anlam' olmadan
mutluluk formülü tamamlanamaz.
Birçoğumuz
için hayatımıızn büyük kısmı yapmakta olduğumuz iştir.Bu nedenle işimize bir
anlam yükleyebilirsek tatmin olma düzeyimiz ve dolayısıyla mutluluğumuz
artacaktır. Ancak Amerika Birleşik Devletlerinde yapılan bir araştırma
çalışanların %75'inin işlerinden ‘nefret' ettiklerini göstermiştir. Bu durumda
işimizden tatmin olmuyorsak, ‘anlam'nerede bulunabilir?
Mutlu
kişilerin en önemli özelliklerinden biri gönüllü olarak hayır işlerinde ve
sosyal projelerde görev almalarıdır.Modern hayatla birlikte insanların
birbirine ihtiyaçları giderek azalmıştır, bu üzerinde herkesin hemfikir olduğu
bir tespittir. Günümüzde s eğer istiyorsak tüm osyal bağlarımızdan uzak ve
birey olarak özgür bir şekilde kendi kaderimizi yaşama şansımız bulunmaktadır .
Ancak
yüzelli bin yıllık insanlık tarihi boyunca insan, hep bir yere aidiyet ve sorumluluk
hissi ile yaşamıştır. Bu nedenle artık birilerine ihtiyaç duymasak bile
‘birilerinin bize ihtiyaç duymasına ihtiyacımız vardır'. Bu eksiği sadece
karşılıksız –gönüllü olarak insanlara yardım ederek giderebiliriz. Mecbur
olmadığımız halde insanlar için iyi birşeyler yapıyor olma duygusu oldukça
tatminkar bir mutluluk kaynağıdır.
Mutluluk
için maalesef tek cümlelik mucizevi bir formül vermek mümkün değildir, ancak ,
eğer bu makaledeki önerilerin büyük kısmı hayatınızda var ancak yine de bir
tatminsizlik, boşluk ve mutsuzluk hissi yaşıyorsanız o zaman psikoterapi sizin
için doğru bir seçenek olabilir. (Ref: Doktorsitesi.com)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder