DİYARBAKIR’I MERKEZ YAPMA GÖREVİ SÜRÜYOR!..
Başbakan Binali Yıldırım’ın ilan ettiği “4 cazibe merkezi”
hedefi, Erdoğan’ın 2004 yılında açıkladığı “ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi
içerisinde Diyarbakır’ı bir merkez yapacağız” görevinin gereğidir!
Zira o görev, Erdoğan’ın en büyük hayali olan başkanlığın da
zeminidir! Açalım:
CAZİBE MERKEZİ MASKELİ EYALET MODELİ
Başbakan Binali Yıldırım’ın ilan ettiği 4 cazibe merkezi
şunlar: Kars, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Van.
Binali Yıldırım’ın belirttiğine göre örneğin Ağrı, Iğdır ve
Ardahan bu “cazibe merkezlerinden” Kars’a bağlanacak. Yani çevre iller,
toplamda da Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizdeki tüm iller, bu 4 merkeze
bağlanmış olacak!
Açıkça belirtelim: AKP’nin Kars, Diyarbakır, Urfa ve Van’ı
“cazibe merkezi” yapıp çevre illeri oraya bağlama projesi, eyalet sistemine
geçiş projesidir!
Erdoğanların Kamu Yönetimi Temel Kanunu, Kalkınma Ajansları
ve Bütünşehir yasasıyla adım adım adem-i merkeziyetçi bir idari yapılanma kurma
gayretlerinin de dördüncü halkasıdır!
Denilebilir ki, ne var bunda, dört şehir kalkındırılacak ve
büyük şehirlere göç engellenecek!
Keşke… Pek çok ilimizin kalkınması, Marmara ağırlıklı
sanayileşmenin her bölgeye yayılması hepimizin arzusudur. Ama Erdoğanlar için
maksat başkadır.
En iyisi ne demek istediğimizi bizzat Erdoğan’ın ağzından
açıklayalım:
ERDOĞAN HEP EYALET MODELİ İSTEDİ
Erdoğan daha 1993’te “ileride Türkiye eyalet sistemine
geçebilir” dedi. (Metin Sever, Can Dizdar, 2. Cumhuriyet Tartışmaları, Başak
Yayınları, 1993)
Erdoğan bir yıl sonra İstanbul’un Ankara’dan
yönetilemeyeceğini söyleyerek “İstanbul’a Osmanlı yönetimi” önerdi. (Milliyet,
23 Mayıs 1994)
Erdoğan, 1998’de bir nikâh sırasında Kenan Evren’e de şöyle
demişti: “Sizin döneminizde belediye başkanı olsaydım, İstanbul’u uçururdum.”
(Kenan Evren de sonraki yıllarda “Türkiye ileride eyalet sistemine geçebilir”
diyerek Erdoğan’a destek vermişti. Sabah, 28 Şubat 2007)
Erdoğan’ın bu hedefleri, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’ne
uyuyordu. Bu uyum, 3 Kasım 2002’de bir turuncu darbeyle AKP iktidarını doğurdu.
Ardından Erdoğan’a hukuki yollar açıldı ve “muhtar bile
olamayacak” Erdoğan, önce milletvekili, sonra başbakan oldu. Tabi aynı zamanda
da BOP eşbaşkanı!
Ve Erdoğan ABD dönüşü ekranlardan açık açık ilan etti: “ABD’nin
Büyük Ortadoğu Projesi içinde Diyarbakır’ı bir merkez yapacağız.” (Kanal D,
Teke Tek, 16 Şubat 2004)
2005 Diyarbakır Açılımı, 2009 Kürt Açılımı, 2013 İmralı
Açılımı hep bu hedefin gereğiydi…
BAŞKANLIK İÇİN EYALET MODELİ ŞART
Peki, Erdoğan neden eyalet modeli istiyordu? Erdoğan
“Diyarbakır’ı merkez yapma” görevini açıkladığı programda başkanlık sisteminden
bahsedince, Fatih Altaylı “bunun uygulanabilmesi için eyalet sisteminin de
olması gerekmiyor mu?” diye sormuştu. Erdoğan’ın yanıtı netti: “Başkanlık
sistemi, eyalet sistemi olmadan üstü kaval, altı şişhane olur!”. (Kanal D, Teke
Tek, 16 Şubat 2004)
Yani Erdoğan, hayalini kurduğu başkanlığın üniter yapıda
değil, eyalet modelli federatif yapılarda uygulanabileceğini bildiği için, adım
adım adem-i merkeziyetçi bir yapı inşa ediyordu.
Sonraki yıllar da zaten böyle oldu…
Burada Açılımlar ve Öcalan’la anlaşmalar, daha doğrusu
Washington’un Erdoğan ile Öcalan’ı aynı hedefte birleştirmesi kritik önemdedir.
Şöyle:
Örneğin Öcalan 4 Mayıs 2005’te avukatlarına şöyle diyordu:
“Türkiye’de 81 il var. Ben aslında Türkiye için 25 bölge; 7 eyaleti Kürt, 18
eyaleti Türk nüfusun yoğun olduğu, diğer kimlikleri reddetmeyen bir yapılanma
düşündüm, bunların yerel yönetim parlamentoları olur.”
Peki, Erdoğan hükümeti ne yaptı? 26 Ocak 2006’da Kalkınma
Ajansları yasasını çıkardı. Ardından Erdoğan 2010 halk oylaması sonrasında
balkondan yaptığı konuşmada “biz ne istiyoruz” diye sordu ve şu yanıtı verdi:
“Batı ülkelerini şöyle bir gözden geçirin, orada hep bunları göreceksiniz,
federal meclisi göreceksiniz, federal konseyi göreceksiniz.”
12 Haziran 2011 seçimlerinin ardından da Erdoğan Kalkınma
Bakanlığı kurup, Kalkınma ajanslarını genişleterek oraya bağladı! Nasıl mı?
7’si Doğu ve Güneydoğu’yu kapsayan, 25 Kalkınma ajansı şeklinde!
Yani tam da Öcalan’ın açıkladığı gibi!
AÇILIM SÜRMEKTEDİR
Şimdi Erdoğan yeni mevziler kazandığı şu süreçte bu büyük
hedefini gerçekleştirmek için yeni hamleler yapmaktadır. İşte “cazibe merkezi”
diye maskelenen hamle bunlardan biridir.
Sonbaharda başkanlık hedefli yeni anayasasını getirmeye
hazırlanan Erdoğan, başkanlığın uygulanacağı zemini adım adım döşemeye
çalışmaktadır. Çünkü kendisinin de ifade ettiği gibi, “Başkanlık sistemi,
eyalet sistemi olmadan üstü kaval, altı şişhane olur!”
Üstelik bu hazırlık, PKK’nin Türkiye’de “bir süreliğine”
silah bırakacağı ve karşılığında Suriye’de tanınacağı yeni süreç için de ön
hazırlıktır.
Zira Açılım Erdoğan’ın belirtiği gibi bitmemiştir,
buzdolabındadır. Zaten ABD açısından Açılım gerektiğinde pazarlığı,
gerektiğinde çatışmayı içeren iki boyutlu bir süreçtir. Bu özelliği nedeniyle
de aslında sürmektedir. Çünkü Açılım Türk ile Kürt’ü ayrıştırmaktır, Suriye’de
Kürt koridorudur, Türkiye’de başkanlık-federasyondur. Ve bu hedefler masadayken
de, sahadayken de yürürlüktedir!
Mehmet Ali Güller
20 Haziran 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder