22 Aralık 2016 Perşembe

YENİ YIL, BAŞKANLIK VE İSRAFLAR & Cemal ÇALIŞKAN; Eğitimci, Şair, Araştırmacı-Yazar

YENİ YIL, BAŞKANLIK VE İSRAFLAR
     Cemal ÇALIŞKAN 
Eğitimci, Şair, Araştırmacı-Yazar
            Dünya yeni bir yıla hazırlanıyor. Ülkemizde bu yıl için hazırlanıyor. Ülkemiz, Suriye ve içeriden gelen şehitlerimize vatandaş ve ailelerin yüreğini yakmaya devam ediyor. Ülke sorunlarını çözme konusunda kim doğruyu konuşur, iktidara uyarı yaparsa ya gözaltında, ya da hapisse atılıyor. Güvenlik güçleri, terör ve teröristle uğraşmaktan, hâkimler huzurlarına gelenleri dinlemekten ülkenin etrafını göremiyor. Ülkesini sevenler, ülkeye zarar verir kaygısıyla, yanlışları sineye çekiyor. Bütün bunları siyasi amacı için istismar eden bu iktidara millet mahkûm ediliyor. Tarihe bakılırsa, bütün diktatörler barışı yaşayan topluluklarda değil, olağanüstü olayları yaşayan toplumlardan çıkmıştır. 
            Ülkemiz, bugün olağanüstü günleri yaşıyor. Birileri, birilerinin diktatör olmasının önünü açmaya çalışanlar vardır. Kim istemez, ülkesinin ileri gitmesini, ülkesinde iyiliklerin çoğalmasını! İnancımızın temelinde işlerinizi danışarak yapın emri var. Peki, ülkenin bütün işlerini ve yetkilerini bir adama teslim etmek akıllı seçilmişlerin işi olabilir mi? AKP hep başlarına gelen kötü şeyi, dışarıya bağladı. Biz, millet olarak soruyoruz. Bu başkanlığı size dışarı mı emrediyor?
            2017 yılına ülkemiz böyle bir ortamda giriyor. Ama dini konuşma yapanlar, her yerde ülkenin ve gelen şehitlerin acısını paylaşma konuşması yapması gerekir. Onun yerine, yılbaşıyla ilgili, hakaretamiz konuşmalar yapıyor. Dinimizde konun koyucu “ Siz kimsenin inancına sövmeyin ki, onlarda sizin inandığınız varlıklara sövmesinler” buyuruyor. Peygamberimiz, “ sizler ana babanıza küfrettirirsiniz deyince, nasıl dediler? Siz başkasınınkine söversiniz, onlar da sizinkine söver” buyurdu. Hadiste, sizden olmayanların yaptıklarını yaparsanız, sizde onlardan olursunuz” buyurdu. 
            Bu savaş ortamında farklılıkları değil, birleştirici olanları konuşarak öne çıkarmalıyız. Farklı yaşayanlara, galiz laf etmemeliyiz. Yoksa bir gün önce Rus konsolosluğu önünde,  koyun gibi meleşirsiniz? Galeyana gelen biri tarafından suçsuz bir adam öldürülür. Sonra Devlet,  öldürülen elçinin devletinden özür dilemek zorunda bırakırsınız. Bu protesto yapanların taşıdığı flamalarla, ülkeye İran’ın molla rejiminin imajını yaşatırsınız. İnsanlara soruşturma açacak savcıda bulamazsınız. Ülke için tehlikeli fikirlerini seslendirmeye devam edenleri çoğaltırsınız.
            Yılbaşı günü meydana gelen israfı, din adına dillendirenler, nedense yılbaşında oturdukları mükellef sofraları göz önüne getirmezler. Ülkemiz için daha kapsayıcı ve uzlaşmacı konuşmalar yapmaları beklenir. Bu iktidarla birlikte hem iftarda hem de yılbaşında israf yapan Müslüman sosyetesi yaratıldı.  Batılı sosyete ile aralarındaki fark birinin başı örtülü sadece. Yaşantıları ortak. Hatta mekânları da ortak oldu. Ama iktidar hala aziz Atatürk’ün yaptıklarının aleyhinde propaganda yapan ve yaptıranlara sağır olmayı sürdürüyor. 
            Batı yaşantı ve alışkanlıkları konusunda galiz laflar eden hoca ve hacılar, önce kendi ailelerine kızlarına gelinlerine, torunlarına o sözleri söylemleri gerekmez mi? Avrupa, güzellik yarışmalarında Türkiye adına katılan kızımızın güzel olmadığı halde, Avrupa’nın bu ahlaksızlığı, Türkiye’yi alıştırmak için Türk kızı seçildiği söylenir durur. Dinleyenler, hacı babanın, hocanın kızlarının bu yarışmalara katılabilmek için nelerini feda ettikleri unutulur.           Bu sözlerle, beyni yıkan gençlerin siyasetçiler ve dış güçler tarafından nasıl kullanıldığı,  ülke ve İslam âlemi içinde tehlikeli olduğu bilinmez mi? 
            Yılbaşı gün adına konuşan,  din adamlarına bakar mısınız?
Tam da bu kafa insanlarıdır.
Bu konuşmalar bu konuşma ortamında hazırlanıyor. Din uzamanı Dr. Doç. ve Prof. neden bu konuda konuşturulmaz. Bu kafa sadece, İslam âleminde değil, Batıda da bunu benzer olaylar yaşanmaktadır. Almanya’da ve diğer Batı ülkelerinde insanlar, evlerinde canlı canlı yakıldı. Sadece farklı inançları yüzündendir. Diğer taraftan ibadethane yakıldı. Kutsallara hakaret ediliyor.
            Bugün, orta doğuyu kan gölü yapan ve düşmanların oyuncağı olanlar nasıl yetişiyorlar? s Gizli mahfillerde, din adına eğitim verildi. Bunlara eğitim verenlerin, ipin ucunun kimde olduğunu bilmekten gafildi. Sonradan fark etse bile, elinden bir şey gelmez oldu. Bu nedenle din, gizli yerlerde değil, insanların ve devletin kontrol altında yapılmalıdır.
İnsanlara Hak hukukta, kul hakkı ve inanç farklılığı öğretilmeli gözetilmelidir. 
            Bugün, Suriye’de düştüğümüz tezatlar buna açık örneklerdir. Orada her türlü yardımı yaptığınız insanlar, bizi suçladılar. Silahlarını bize çevirdiler. Bu gibilere yardımcı olurken çok dikkatli olunmalıdır. Demokrasiden asla vaz geçilmemelidir. Milletten gizli hiçbir şey yapılmamalıdır. Hem Enver Paşanın yaptıklarını tenkit edeceksen,  aynı manadaki hatalı işleri kendimiz yapmamamlayız. Bu demokrasiyle çelişkisidir. Kazım Karabekir” Anadolu insanının bir zaafı vardır. Ufak şeylerle kendisini avutur. Büyük işler için kendisini ve çocuklarını yetiştirmez. Böyle olunca da, ipler başkalarının eline geçer. Küçük esnaflıkla yetinmek zorunda kalırlar. Bundan kurtulup dünyayı ve ülkeyi tanıyabilecek, kalitede çocuklarımızı ve kendimizi yetiştirmek, tarihimizi doğru öğrenmek zorundayız. “der. İşte bugünkü iktidarda olanlar Paşanın tarif ettiği ailelerin çocuklarıdır.
             Doğrudur.

1 yorum:

  1. ARAYIŞIM SIRLARIM KALDI

    Neden atamam kafamdan seni,
    Uzaktan uzağa atarken beni,
    Özlemin düşürdü gönlüme seni,
    Yokluğa atamam, sırları çözmem.

    Nedir sürükleyen peşinden beni?
    Sen gittiğin yere, ben de gelirim,
    Hangi âşık mutlu oldu yerinde?
    Yokluğa atamam, sırları çözemem.

    Böyle devam etmem, yaralar beni,
    Kovalarım, gittiğin yerde seni,
    Bir boşluktayım ki, hayalden öte,
    Yokluğa atamam, sırları çözemem.

    Üzüntülerim ne, gündüz gece de?
    Hayallerim gamlı, yaşamım acı,
    Nedir aramalar, yoklukta seni,
    Yokluğa ataman, sırları çözemem.

    Bu hayat bitirir, yaşatmaz beni,
    Bir âlemdeyim ki, sinem havada,
    Kesilmiş, tutundum dal yok elimde,
    Yokluğa atamam, sırları çözemem.

    Beklettin seneler, bir gün gelmedin,
    Ne kendin yokladın, ne ümit verdin,
    Sevdim seni dedin, beklettin durdun,
    Yokluğa atamam, sırları çözemem.



    ARAYIŞIM SIRLARIM KALDI

    Neden atamam kafamdan seni,
    Uzaktan uzağa atarken beni,
    Özlemin düşürdü gönlüme seni,
    Yokluğa atamam, sırları çözmem.

    Nedir sürükleyen peşinden beni?
    Sen gittiğin yere, ben de gelirim,
    Hangi âşık mutlu oldu yerinde?
    Yokluğa atamam, sırları çözemem.

    Böyle devam etmem, yaralar beni,
    Kovalarım, gittiğin yerde seni,
    Bir boşluktayım ki, hayalden öte,
    Yokluğa atamam, sırları çözemem.

    Üzüntülerim ne, gündüz gece de?
    Hayallerim gamlı, yaşamım acı,
    Nedir aramalar, yoklukta seni,
    Yokluğa ataman, sırları çözemem.

    Bu hayat bitirir, yaşatmaz beni,
    Bir âlemdeyim ki, sinem havada,
    Kesilmiş, tutundum dal yok elimde,
    Yokluğa atamam, sırları çözemem.

    Beklettin seneler, bir gün gelmedin,
    Ne kendin yokladın, ne ümit verdin,
    Sevdim seni dedin, beklettin durdun,
    Yokluğa atamam, sırları çözemem.









    YanıtlaSil