TÜRKLERİN
ve TÜRKİYE’NİN GÖZYAŞLARI
Mustafa Mete
İSLÂMOĞLU
8 Haziran ruleti dönmeye
başladığından beri dünyanın en azılı
Türk ve Türkiye düşmanları mevzilendiler! Nişanlar alındı, gez, göz,
arpacık ayarları tamam. Hedef tam 12 ve sinsi bekleyiş gece gündüz devam
ediyor. Doğru yolda doğru niyetle yürümeyi düşünenlerin ince ayarları verildi.
Ve...
puşt gillerin talimatı bekleniyoooo... 8728. km olan uzaktan gelecek net
talimatların diğer mesafesi ise sıfır” yani, ALOOOO) bütün dengeler değişecek!
Kürt Ayaklanması beklenmedik bir başlangıca hazır onlara komut imralıdaki bir villa sakininden gelecek. Yani TÜRKİYE’NİN GÖZYAŞLARI didelerinin dolmasını beklemekte.
Büyük Türkiyenin hayal edilen Yolunu Suikastler ve İhanetler kesecek. Rulet büyük oyuncuların Elinde dönmeye devam ediyor gibi gözüksede ipin ucu puitun elinde...Ortadoğu'da tarihi değiştirmek için yola çıkanlar, ülkeleri bölmeye, liderleri değiştirmeye ve en önemlisi iç savaşlara hız vermeye başladı... 22 devletin sınırları ve medeniyetleri ile değişime uğrayacağını söyleyen puşt gillerin dışişleri bakanı, Türkiye'yi bekleyen tehlikeyi haber verdi.
Kürt Ayaklanması beklenmedik bir başlangıca hazır onlara komut imralıdaki bir villa sakininden gelecek. Yani TÜRKİYE’NİN GÖZYAŞLARI didelerinin dolmasını beklemekte.
Büyük Türkiyenin hayal edilen Yolunu Suikastler ve İhanetler kesecek. Rulet büyük oyuncuların Elinde dönmeye devam ediyor gibi gözüksede ipin ucu puitun elinde...Ortadoğu'da tarihi değiştirmek için yola çıkanlar, ülkeleri bölmeye, liderleri değiştirmeye ve en önemlisi iç savaşlara hız vermeye başladı... 22 devletin sınırları ve medeniyetleri ile değişime uğrayacağını söyleyen puşt gillerin dışişleri bakanı, Türkiye'yi bekleyen tehlikeyi haber verdi.
Ve
sonunda, beklenen gün yaklaşt!!!
SORUYORUM?
SİZ
BUNDAN NE ANLADINIZ?
İstanbul'da ele geçirilen roketler, Kuzey Irak'tan sınırlarımıza sokulan on bin adet G-Luck marka tabanca, sokak aralarında yapılan küçük çaplı gösteriler... Kimlik tartışmaları, mafya çatışmaları ve yabancı askeri heyetlerin Ankara ziyaretleri tek bir gerçeği işaret ediyor:
Türkiye'de iç savaş bağıra bağıra "geliyorum" derken, sınırlarımızın güvenliği tehlikeye düşmüş durumda. "Bu ülkede herkes Türkiyeli!." diyen dönemin başbakanına, "Ne Türkiyesi, bizim Kürdistanımız'a ne oldu!" naraları atanlarla kolkola girdiklerini unutamadım. KÜRDİSTANIMIZ ne olacak diyenlerle kan bağınız var. Akrabasınız.kadm dostunuz onlar bunu nasıl inkar edeceksiniz?
İstanbul'da ele geçirilen roketler, Kuzey Irak'tan sınırlarımıza sokulan on bin adet G-Luck marka tabanca, sokak aralarında yapılan küçük çaplı gösteriler... Kimlik tartışmaları, mafya çatışmaları ve yabancı askeri heyetlerin Ankara ziyaretleri tek bir gerçeği işaret ediyor:
Türkiye'de iç savaş bağıra bağıra "geliyorum" derken, sınırlarımızın güvenliği tehlikeye düşmüş durumda. "Bu ülkede herkes Türkiyeli!." diyen dönemin başbakanına, "Ne Türkiyesi, bizim Kürdistanımız'a ne oldu!" naraları atanlarla kolkola girdiklerini unutamadım. KÜRDİSTANIMIZ ne olacak diyenlerle kan bağınız var. Akrabasınız.kadm dostunuz onlar bunu nasıl inkar edeceksiniz?
Herkes
gerçeği yazmalı; gerçek, akıllara kazınmalıdır. KALEM-İ YARADAN Hz. ALLAH’dır. Kalem
yaz diyor, ben yazmam diyemem... sivri dilli falanda değilim. Belki dünyanın en
yumuşak dilli insanı benim hiç kimseye sövmem, hakaret etmem adeta bir balkon
çocuğuyum. Gel gelelim ki; görmek istemediğimiz vahşi manzara ise adım adım
Kürdistan'a giden gerçekleri gözlerimize soka soka bize göstermektedir.
Müslüman çocuklar katledilirken Müslümanım diyenlerin sesizliği “dilsiz şeytanlık değil de nedir?
Tüm
inananların eşit sorumluluğu olan berberkşk ve huzurlu yaşamdan sizler
bihabermisiniz?, Allah'ın (cc) ayetinde belirttiği gibi, "... Kim cehd
ederse (çaba gösterirse), kendi nefsi için cehd etmiş olur..." (Ankebut
Suresi, 6). Bir başka ayette ise Allah iman edenlerin bu sorumluluğunu şu
şekilde belirtmiştir: "... Yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek fazilet
sahibi kişiler bulunmalı değil miydi?.." (Hud Suresi, 116) Yeryüzünde
bozgunculuğu önlemek, tüm vicdan sahibi insanların ortak sorumluluğudur.
Siz hangi faziletin peşinde koşuyorsunuz?
SORUYORUM?
“AL TAKKE VER KÜLAH” sizin damarlarınızda kan
olarakmı dolaşıyor? Doğu Türkistan topraklarında Müslümanlar, komünist Çin
yönetiminin işgali altında yaşamaktadırlar. Urumçi Üniversitesi'nin duvarında
yer alan ve İngiliz The Independent gazetesinin deyimiyle "katıksız ırkçı
düşünce ile zehirlenmiş bir zihniyetin göstergesi" olan bir yazı,
Çinlilerin Uygur Türkleri'ne bakış açısını yansıtmaktadır:
Çin, Doğu
Türkistan'da Müslümanların attığı her adımı kontrol etmektedir. Yollarda
kurulmuş olan askeri denetim noktalarında tüm araçlar tek tek durdurulup içleri
aranırken erkekler hakarete uğrayıp tartaklanmakta, Müslüman kadınlar ise
tacize uğramaktadır.
Bu şerefsizlikler Türkiye’de yıllardır hatta
35 yıldır yaşanmakta. Puşt’un soyubozuk dölleri, ta ordan idare ettikleri,
ettirdikleri vatan düşmanlarına aynı uygulamaları yaptırmıyorlar mı? Bunlara
sesiniz çıkamadıda koltuk paylaşma kaygasına nasıl düşebildiniz?
İşte bunlar “TÜRKİYENİN GÖZYAŞLARI” değil de
nedir?
Müslümanlar
keyfi olarak tutuklanıp çalışma kamplarına gönderilmekte, asılsız suçlamalarla
idam edilmekte, zaman zaman da toplu olarak katledilmektedirler. Bunun yanı
sıra, namazlarını gizli kılmak zorunda kalmakta, oruç tutmalarına izin
verilmemekte, dini eğitim almaları engellenmektedir.
Müslüman
nüfusun sayısının artmasını engellemek için uygulanan metod ise insanlık
dışıdır: kadınlara zorla kürtaj yapılmakta, birden fazla çocuğa sahip olanların
çocukları ellerinden alınmaktadır.
Tüm bu
zulüm ve işkencelere karşı Doğu Türkistan halkının, haklarını savunma veya
kendilerini koruma imkanı yoktur. Ancak dünyanın dört bir yanındaki
Müslümanlar, ihtiyaç içindeki bu savunmasız insanlara birçok şekilde yardımda
bulunabilirler. Doğu Türkistan halkının yaşadığı zulmü dünya kamuoyunun ve
uluslararası kuruluşların dikkatine sunacak her türlü girişim, bu konuda
yapılacak en ufak bir katkı bile önemli bir hizmet olacaktır.
Yapılabilecek
en büyük yardım ise hiç şüphesiz, tüm bu zulmün gerçek kaynağı olan dinsizliği
fikren çürütmek, bunun yerine hakkı ve güzel ahlakı hakim kılmak için fikri bir
mücadele yürütmektir. Bu şekilde yalnızca Doğu Türkistan'daki Müslümanlara
değil, dünyanın dört bir yanında haksız yere öldürülen, "Rabbimiz
Allah'tır" dedikleri için yurtlarından sürülen, inançları uğrunda
işkenceye uğrayan insanlara yardımcı olabilmek mümkündür.
BİR KEZ
DAHA HATIRLAYALIM!
Tüm
inananların eşit sorumluluğa sahip olduğu bu konuda, Allah'ın ayetinde
belirttiği gibi, "... Kim cehd ederse (çaba gösterirse), kendi nefsi için
cehd etmiş olur..." (Ankebut Suresi, 6). Bir başka ayette ise Allah iman
edenlerin bu sorumluluğunu şu şekilde belirtmiştir: "... Yeryüzünde
bozgunculuğu önleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi?.."
(Hud Suresi, 116) Yeryüzünde bozgunculuğu önlemek, tüm vicdan sahibi insanların
ortak sorumluluğudur. Sizler bozdunculara fırsat vermek için adeta
yarışıyorsunuz!
Maddenin
ezeli ve ebedi olduğunu savunan, Allah'ın varlığını inkar eden, her türlü
manevi ve ahlaki değeri reddeden komünist ideoloji bugüne kadar farklı
ülkelerde ve farklı toplumlarda hayata geçirilmiştir. Ancak bu ideolojinin her
türlü pratik uygulaması insanlar için büyük bir zulme dönüşmüştür. Bunun
nedeni, komünist ideolojinin hayata ve insana olan bakış açısıdır. İşte
komünist ideolojinin dünya görüşü ve komünizmin yaşandığı toplumlar ALLAH
DÜŞMANLARIDIR.
Allah’ adını zikredenlerinde Allah yoluna
ihanet ettiklerini bizler milletçe biliyoruz. Bazıları varki onlarda aynı
kefenin adamcıkları. Bunlara Müslümanca sesiniz neden çıkmıyor?
HÜLASA...
Söz konusu
birliğin beraberlik anlayışı, bir toplumun diğerine, bir kültürün ötekine, bir
grubun başkasına üstün gelmesine dayalı değil, hepsinin bir diğeri ile eşit
olduğu hoşgörü, sevgi ve dostluğa dayalı dayanışma ruhu ile olması mümkündür.
Türk
dünyasının , sevgi, kardeşlik, şefkat, hoşgörü, dayanışma ve muhabbet temeli
üstüne kurulmadıkça yaşandığı bölgeye ekonomik refahı, demokratik yaşamı, adaleti
getirmesi mmkün değildir.
2015 genel seçimleri sonrası utanarak
seyrettiğim yemin merasiminde HDP” lilerin istemeyerek yemin ettiklerini hiç
gündeme getiren olmadı. Yazılı yemin (güya) okunurken hımmm dilim
söylesin ammaaa biz yapacaklarımızı biliyoruz
işareti verdiler. Sizler çok
akıllı geçiniyorsunuz bunun neden farkında değildiniz? Hepsinin farkındasınız
ama sesiniz çıkamadı. Çünkü 8728 km. Uzaktan öyle emir gelmişti.
Türkiyede birlik ve beraberlik anlayışı,
bir toplumun diğerine, bir kültürün ötekine, bir grubun başkasına üstün
gelmesine dayalı değil, hepsinin bir diğeri ile eşit olduğu hoşgörü, sevgi ve
dostluğa dayalı dayanışma ruhu ile olması mümkündür.
Türk
dünyasının , sevgi, kardeşlik, şefkat, hoşgörü, dayanışma ve muhabbet temeli
üstüne kurulmadıkça yaşandığı bölgeye ekonomik refahı, demokratik yaşamı, adaleti
getirmesini hayal edenler yanılgıdadır.. Günümüz toplum hayatına hakim olan
birbirinden farklı görüşler, yorumlar ve modeller arasında mutabakat
sağlanamamış olması, insanların birlikte hareket etmelerine engel olmaktadır.
Bu birlikteliğin beraberlik çağrısı, etnik kökene, ekonomik koşullara ya da
coğrafi duruma göre yapılmayacak; ırk, dil ve kültürel özelliklerden
kaynaklanabilecek her türlü husumet bu birliğin kardeşlik çatısı altında,
ortadan kaldırılacaktır. Söz konusu birliğin beraberlik anlayışı, bir toplumun
diğerine, bir kültürün ötekine, bir grubun başkasına üstün gelmesine dayalı
değil, hepsinin bir diğeri ile eşit olduğu hoşgörü, sevgi ve dostluğa dayalı
dayanışma ruhu ile olacaktır.
EĞER; İngilizlerin, Türk ve Türkiye düşmanı “W.PUŞT”
un çocukları ABD nin ve onun uşağı İsrail'in oyunlarına gelilinirse Türkiye’de
iç savaşın çıkması an meselesidir. “BENİM KÜRDİSTANIM NE OLACAK?” diyenlerle,
rulet bütün hızıyla dönmeye devam ediyor. Aldanan, aldatılan, uyutulan ve
kullanılan yine millet oldu... söylenenleri tümü yalan, hepsi aldtmaca, ve
katıksız makam kapmaca oyunlarıdır..
04-Temmuz-2015,
Alanya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder