4 Temmuz 2015 Cumartesi

TÜRKLERİN ve TÜRKİYE’NİN GÖZYAŞLARI; Mustafa Mete İSLÂMOĞLU

TÜRKLERİN ve TÜRKİYE’NİN GÖZYAŞLARI
Mustafa Mete İSLÂMOĞLU
8 Haziran ruleti dönmeye başladığından beri dünyanın en azılı  Türk ve Türkiye düşmanları mevzilendiler! Nişanlar alındı, gez, göz, arpacık ayarları tamam. Hedef tam 12 ve sinsi bekleyiş gece gündüz devam ediyor. Doğru yolda doğru niyetle yürümeyi düşünenlerin ince ayarları verildi.
Ve... puşt gillerin talimatı bekleniyoooo... 8728. km olan uzaktan gelecek net talimatların diğer mesafesi ise sıfır” yani, ALOOOO) bütün dengeler değişecek!
Kürt Ayaklanması beklenmedik bir başlangıca hazır onlara komut imralıdaki bir villa sakininden gelecek. Yani TÜRKİYE’NİN GÖZYAŞLARI didelerinin dolmasını beklemekte.
Büyük Türkiyenin hayal edilen Yolunu Suikastler ve İhanetler kesecek. Rulet büyük oyuncuların Elinde dönmeye devam ediyor gibi gözüksede ipin ucu puitun elinde...Ortadoğu'da tarihi değiştirmek için yola çıkanlar, ülkeleri bölmeye, liderleri değiştirmeye ve en önemlisi iç savaşlara hız vermeye başladı... 22 devletin sınırları ve medeniyetleri ile değişime uğrayacağını söyleyen puşt gillerin dışişleri bakanı, Türkiye'yi bekleyen tehlikeyi haber verdi.
Ve sonunda, beklenen gün yaklaşt!!!
SORUYORUM?
SİZ BUNDAN NE ANLADINIZ?
İstanbul'da ele geçirilen roketler, Kuzey Irak'tan sınırlarımıza sokulan on bin adet G-Luck marka tabanca, sokak aralarında yapılan küçük çaplı gösteriler... Kimlik tartışmaları, mafya çatışmaları ve yabancı askeri heyetlerin Ankara ziyaretleri tek bir gerçeği işaret ediyor:
Türkiye'de iç savaş bağıra bağıra "geliyorum" derken, sınırlarımızın güvenliği tehlikeye düşmüş durumda. "Bu ülkede herkes Türkiyeli!." diyen dönemin başbakanına, "Ne Türkiyesi, bizim Kürdistanımız'a ne oldu!" naraları atanlarla kolkola girdiklerini unutamadım. KÜRDİSTANIMIZ ne olacak diyenlerle kan bağınız var. Akrabasınız.kadm dostunuz onlar bunu nasıl inkar edeceksiniz?
Herkes gerçeği yazmalı; gerçek, akıllara kazınmalıdır. KALEM-İ YARADAN Hz. ALLAH’dır. Kalem yaz diyor, ben yazmam diyemem... sivri dilli falanda değilim. Belki dünyanın en yumuşak dilli insanı benim hiç kimseye sövmem, hakaret etmem adeta bir balkon çocuğuyum. Gel gelelim ki; görmek istemediğimiz vahşi manzara ise adım adım Kürdistan'a giden gerçekleri gözlerimize soka soka bize göstermektedir. Müslüman çocuklar katledilirken Müslümanım diyenlerin sesizliği  “dilsiz şeytanlık değil de nedir?
Tüm inananların eşit sorumluluğu olan berberkşk ve huzurlu yaşamdan sizler bihabermisiniz?, Allah'ın (cc) ayetinde belirttiği gibi, "... Kim cehd ederse (çaba gösterirse), kendi nefsi için cehd etmiş olur..." (Ankebut Suresi, 6). Bir başka ayette ise Allah iman edenlerin bu sorumluluğunu şu şekilde belirtmiştir: "... Yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi?.." (Hud Suresi, 116) Yeryüzünde bozgunculuğu önlemek, tüm vicdan sahibi insanların ortak sorumluluğudur.
Siz hangi faziletin peşinde koşuyorsunuz?
SORUYORUM?
“AL TAKKE VER KÜLAH” sizin damarlarınızda kan olarakmı dolaşıyor? Doğu Türkistan topraklarında Müslümanlar, komünist Çin yönetiminin işgali altında yaşamaktadırlar. Urumçi Üniversitesi'nin duvarında yer alan ve İngiliz The Independent gazetesinin deyimiyle "katıksız ırkçı düşünce ile zehirlenmiş bir zihniyetin göstergesi" olan bir yazı, Çinlilerin Uygur Türkleri'ne bakış açısını yansıtmaktadır:
Çin, Doğu Türkistan'da Müslümanların attığı her adımı kontrol etmektedir. Yollarda kurulmuş olan askeri denetim noktalarında tüm araçlar tek tek durdurulup içleri aranırken erkekler hakarete uğrayıp tartaklanmakta, Müslüman kadınlar ise tacize uğramaktadır.
Bu şerefsizlikler Türkiye’de yıllardır hatta 35 yıldır yaşanmakta. Puşt’un soyubozuk dölleri, ta ordan idare ettikleri, ettirdikleri vatan düşmanlarına aynı uygulamaları yaptırmıyorlar mı? Bunlara sesiniz çıkamadıda koltuk paylaşma kaygasına nasıl düşebildiniz?
İşte bunlar “TÜRKİYENİN GÖZYAŞLARI” değil de nedir?
Müslümanlar keyfi olarak tutuklanıp çalışma kamplarına gönderilmekte, asılsız suçlamalarla idam edilmekte, zaman zaman da toplu olarak katledilmektedirler. Bunun yanı sıra, namazlarını gizli kılmak zorunda kalmakta, oruç tutmalarına izin verilmemekte, dini eğitim almaları engellenmektedir.
Müslüman nüfusun sayısının artmasını engellemek için uygulanan metod ise insanlık dışıdır: kadınlara zorla kürtaj yapılmakta, birden fazla çocuğa sahip olanların çocukları ellerinden alınmaktadır.
Tüm bu zulüm ve işkencelere karşı Doğu Türkistan halkının, haklarını savunma veya kendilerini koruma imkanı yoktur. Ancak dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar, ihtiyaç içindeki bu savunmasız insanlara birçok şekilde yardımda bulunabilirler. Doğu Türkistan halkının yaşadığı zulmü dünya kamuoyunun ve uluslararası kuruluşların dikkatine sunacak her türlü girişim, bu konuda yapılacak en ufak bir katkı bile önemli bir hizmet olacaktır.
Yapılabilecek en büyük yardım ise hiç şüphesiz, tüm bu zulmün gerçek kaynağı olan dinsizliği fikren çürütmek, bunun yerine hakkı ve güzel ahlakı hakim kılmak için fikri bir mücadele yürütmektir. Bu şekilde yalnızca Doğu Türkistan'daki Müslümanlara değil, dünyanın dört bir yanında haksız yere öldürülen, "Rabbimiz Allah'tır" dedikleri için yurtlarından sürülen, inançları uğrunda işkenceye uğrayan insanlara yardımcı olabilmek mümkündür.
BİR KEZ DAHA HATIRLAYALIM!
Tüm inananların eşit sorumluluğa sahip olduğu bu konuda, Allah'ın ayetinde belirttiği gibi, "... Kim cehd ederse (çaba gösterirse), kendi nefsi için cehd etmiş olur..." (Ankebut Suresi, 6). Bir başka ayette ise Allah iman edenlerin bu sorumluluğunu şu şekilde belirtmiştir: "... Yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi?.." (Hud Suresi, 116) Yeryüzünde bozgunculuğu önlemek, tüm vicdan sahibi insanların ortak sorumluluğudur. Sizler bozdunculara fırsat vermek için adeta yarışıyorsunuz!
Maddenin ezeli ve ebedi olduğunu savunan, Allah'ın varlığını inkar eden, her türlü manevi ve ahlaki değeri reddeden komünist ideoloji bugüne kadar farklı ülkelerde ve farklı toplumlarda hayata geçirilmiştir. Ancak bu ideolojinin her türlü pratik uygulaması insanlar için büyük bir zulme dönüşmüştür. Bunun nedeni, komünist ideolojinin hayata ve insana olan bakış açısıdır. İşte komünist ideolojinin dünya görüşü ve komünizmin yaşandığı toplumlar ALLAH DÜŞMANLARIDIR.
Allah’ adını zikredenlerinde Allah yoluna ihanet ettiklerini bizler milletçe biliyoruz. Bazıları varki onlarda aynı kefenin adamcıkları. Bunlara Müslümanca sesiniz neden çıkmıyor?
HÜLASA...
Söz konusu birliğin beraberlik anlayışı, bir toplumun diğerine, bir kültürün ötekine, bir grubun başkasına üstün gelmesine dayalı değil, hepsinin bir diğeri ile eşit olduğu hoşgörü, sevgi ve dostluğa dayalı dayanışma ruhu ile olması mümkündür.
Türk dünyasının , sevgi, kardeşlik, şefkat, hoşgörü, dayanışma ve muhabbet temeli üstüne kurulmadıkça yaşandığı bölgeye ekonomik refahı, demokratik yaşamı, adaleti getirmesi mmkün değildir.
2015 genel seçimleri sonrası utanarak seyrettiğim yemin merasiminde HDP” lilerin istemeyerek yemin ettiklerini hiç gündeme getiren  olmadı.  Yazılı yemin (güya) okunurken hımmm dilim söylesin ammaaa biz yapacaklarımızı biliyoruz  işareti verdiler.  Sizler çok akıllı geçiniyorsunuz bunun neden farkında değildiniz? Hepsinin farkındasınız ama sesiniz çıkamadı. Çünkü 8728 km. Uzaktan öyle emir gelmişti.
Türkiyede birlik ve beraberlik anlayışı, bir toplumun diğerine, bir kültürün ötekine, bir grubun başkasına üstün gelmesine dayalı değil, hepsinin bir diğeri ile eşit olduğu hoşgörü, sevgi ve dostluğa dayalı dayanışma ruhu ile olması mümkündür.
Türk dünyasının , sevgi, kardeşlik, şefkat, hoşgörü, dayanışma ve muhabbet temeli üstüne kurulmadıkça yaşandığı bölgeye ekonomik refahı, demokratik yaşamı, adaleti getirmesini hayal edenler yanılgıdadır.. Günümüz toplum hayatına hakim olan birbirinden farklı görüşler, yorumlar ve modeller arasında mutabakat sağlanamamış olması, insanların birlikte hareket etmelerine engel olmaktadır. Bu birlikteliğin beraberlik çağrısı, etnik kökene, ekonomik koşullara ya da coğrafi duruma göre yapılmayacak; ırk, dil ve kültürel özelliklerden kaynaklanabilecek her türlü husumet bu birliğin kardeşlik çatısı altında, ortadan kaldırılacaktır. Söz konusu birliğin beraberlik anlayışı, bir toplumun diğerine, bir kültürün ötekine, bir grubun başkasına üstün gelmesine dayalı değil, hepsinin bir diğeri ile eşit olduğu hoşgörü, sevgi ve dostluğa dayalı dayanışma ruhu ile olacaktır.
EĞER;  İngilizlerin, Türk ve Türkiye düşmanı “W.PUŞT” un çocukları ABD nin ve onun uşağı İsrail'in oyunlarına gelilinirse Türkiye’de iç savaşın çıkması an meselesidir. “BENİM KÜRDİSTANIM NE OLACAK?” diyenlerle, rulet bütün hızıyla dönmeye devam ediyor. Aldanan, aldatılan, uyutulan ve kullanılan yine millet oldu... söylenenleri tümü yalan, hepsi aldtmaca, ve katıksız makam kapmaca oyunlarıdır..
04-Temmuz-2015, Alanya

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder