Dr. +YALÇIN KOÇAK
18. Dönem
Sakarya Milletvekili
Garbiyat
Enstitüsü olarak kayıp haklarımızın peşine düşeli beri; (aslında bizden çalınan
değerlerin) gördük ki bizim Lozan bakiyesi haklarımızdan birisi de Musul
Vilayetimizmiş.
Lozan’da
uyutulmuş bir mesele, Musul meselemiz dokuz ay sonra Haliç’te toplanılan
kongrede de sonuç alınamıyor ve daha sonra Birleşmiş Milletler olan ve o gün 12
üyesi de İngiliz peykesi olduğu için ABD’nin dahi üye olmayı kabul etmediği
cemiyeti Akvam’a bırakılıyor. Hakem sıfatıyla çözüm bulacak Cemiyeti Akvam
Musul’u şartlı olarak İngiliz mandası olan Irak Krallığına bırakıyor ve Bağdat,
Basra ve Musul Vilayetlerinden oluşan Irak adlı bir devlet kuruluyor. Tabi
bizim onayımız olmadan.
Burada mandater
devletin 25 yıllık bir idaresi söz konusu; önemli bir tarihi problem konusu?
Musul Vilayeti
Konseyi adı verilen MVK toprak sahibi aşiretlerden oluşuyor. Kısmi özerklik
hakları var. Süre sonunda Türkiye’ye bağlanma taleplerinin önü açık? MVK
Birleşmiş Miletlerde bir Konsil üye ile daimi temsilcisi oluşturmalıydı bu şart
hiçbir zaman gerçekleştirilmedi ( hem Krallık oligarşisi hem de diktatöryal
idareler bu seçime müsaade etmedi.) 1992 yılında Özal’ın el atmasıyla MVK
Ankara’da toplanıp temsilci seçebildi.
I.Haliç
Konferansı 1924’de sonuç alınamadan dağıldı demiştik (Sir Percy Cook’un
anılarından) peki gündemde neler vardı biliyor muyuz, bunları da 1922 de
Süleymaniye de Kongre toplayan yiğit Yarbay Şefik Özdemir beyin zabıtlarından
okuyoruz.
Tarih her yerden
hakkımızı ve haklılığımızı haykırıyor da, batı öğretileriyle ve onların
referansları ile bu feryatları ne algılayabiliyoruz nede analiz edebiliyoruz.
II. Haliç
Konferansımızı 93 yıl sonra Musul gündemli tekrar yaptık. Konuştuk, tartıştık.
Müdafaa i
Hukukumuzun davasını takip ettik;
Mondros
imzalandığında Musul Vilayeti bizim elimizdedir.
Meclisimiz
Misakı Milli sınırlarımızı sayarken Musul’u da dahil saymıştır.
Lozan’da bu
mesele (Petrol Coğrafyası olduğu için) uyutulmuştur.
Musul Vilayeti
Konseyi (Toprak sahibi Aşiretler) hakları vardır, gasp edilmiştir. Uyuşturulmuş
bir konudur.
1922’de Yarbay
Şefik Özdemir, canımızı yakanların canını çok acıtmıştır. Süleymaniye’de
Berzenciler ile birlikte Süleymaniye Müdafaa i Hukuk cemiyeti olarak
Türkiye’ye ilhakı da kapsayan kararlar alan bir kongre toplanmıştır.
1925 Nasturi
isyanları ve Şeyh Sait ayaklandırılmaları hep İngiliz’in Musul’u perdelemek
için yaptırdığı kalkışmalardır. Cafer Tayyar (Eğilmez) paşa gereğini yapmış
ancak Ankara arkasını getirmemiştir.
1926 Ankara
antlaşması ile İngiliz Mandaterliğinde 25 yıl süreli emanet Musul vilayeti ve
sınır tespiti yapılmış olup,
Şayet; Irak’ın toprak bütünlüğü bozuluyorsa Musul Vilayeti’nin özel ve özerk
statüsü devreye girmeli, sahibine iade edilmelidir.
Bu Nafta işinin
başımıza bela getireceğini gören Abdülhamit’ten şahsı adına bedelini ödeyerek
aldığı tapular konusu irdelendiğinde Avrupa Kayıp Haklar Hukuku üzerinden
gidildiğinde gecikmiş alacakların tahsilinde geç kalındığı görülecektir.
Hikmet Uluğbay bakanımızın
“Osmanlıdan Cumhuriyete Petro Politik” kitabında gasp edilen petrol gelirimiz
ve bütçemize konan fasıl’ın akibetini konusu gayet açıklıkla kayıp haklar
hukuku üzerinden aranmadığını da görebiliyoruz.
Rahmetli Özal bu sınırda bir gün bizim komşumuzun değişeceğini gördü ve GAP ile Atatürk Barajının Milli kaynaklarla tez elden bitirilmesi gerektiğine karar verdi; bu gün bize bu barajı yaptırırlar mıydı?
1991 de tüm dünya yanımızdayken Irak’a girmememizin faturasını ödemekle meşgul olduğumuzu ikrar edelim,
Görevini yapmayanları tarih önünde not düşelim,
35 bin evladımı toprağa verenleri,
1 trilyon dolarımızı heder edenleri,
Dün savaşmaktan kaçıp istifa edenleri Affetmedim, Af edemeyeceğim,
Bu kusursa, sizler beni affedin.
Rahmetli Özal bu sınırda bir gün bizim komşumuzun değişeceğini gördü ve GAP ile Atatürk Barajının Milli kaynaklarla tez elden bitirilmesi gerektiğine karar verdi; bu gün bize bu barajı yaptırırlar mıydı?
1991 de tüm dünya yanımızdayken Irak’a girmememizin faturasını ödemekle meşgul olduğumuzu ikrar edelim,
Görevini yapmayanları tarih önünde not düşelim,
35 bin evladımı toprağa verenleri,
1 trilyon dolarımızı heder edenleri,
Dün savaşmaktan kaçıp istifa edenleri Affetmedim, Af edemeyeceğim,
Bu kusursa, sizler beni affedin.
***
NOT: İnşallah II. Süleymaniye Kongresini de yapacağız.
NOT: İnşallah II. Süleymaniye Kongresini de yapacağız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder