10 Ekim 2017 Salı

II.HALİÇ KONFERANSI 2017 (ÜZERİNE DÜŞÜNCELER VE II. SÜLEYMANİYE KONGRESİ) - YALÇIN KOÇAK 18. Dönem Sakarya Milletvekili

II. 
HALİÇ
KONFERANSI
2017
Dr. +YALÇIN KOÇAK
18. Dönem Sakarya Milletvekili
Garbiyat Enstitüsü olarak kayıp haklarımızın peşine düşeli beri; (aslında bizden çalınan değerlerin) gördük ki bizim Lozan bakiyesi haklarımızdan birisi de Musul Vilayetimizmiş.
Lozan’da uyutulmuş bir mesele, Musul meselemiz dokuz ay sonra Haliç’te toplanılan kongrede de sonuç alınamıyor ve daha sonra Birleşmiş Milletler olan ve o gün 12 üyesi de İngiliz peykesi olduğu için ABD’nin dahi üye olmayı kabul etmediği cemiyeti Akvam’a bırakılıyor. Hakem sıfatıyla çözüm bulacak Cemiyeti Akvam Musul’u şartlı olarak İngiliz mandası olan Irak Krallığına bırakıyor ve Bağdat, Basra ve Musul Vilayetlerinden oluşan Irak adlı bir devlet kuruluyor. Tabi bizim onayımız olmadan.
Burada mandater devletin 25 yıllık bir idaresi söz konusu; önemli bir tarihi problem konusu?
Musul Vilayeti Konseyi adı verilen MVK toprak sahibi aşiretlerden oluşuyor. Kısmi özerklik hakları var. Süre sonunda Türkiye’ye bağlanma taleplerinin önü açık? MVK Birleşmiş Miletlerde bir Konsil üye ile daimi temsilcisi oluşturmalıydı bu şart hiçbir zaman gerçekleştirilmedi ( hem Krallık oligarşisi hem de diktatöryal idareler bu seçime müsaade etmedi.) 1992 yılında Özal’ın el atmasıyla MVK Ankara’da toplanıp temsilci seçebildi.
I.Haliç Konferansı 1924’de sonuç alınamadan dağıldı demiştik (Sir Percy Cook’un anılarından)  peki gündemde neler vardı biliyor muyuz, bunları da 1922 de Süleymaniye de Kongre toplayan yiğit Yarbay Şefik Özdemir beyin zabıtlarından okuyoruz.
Tarih her yerden hakkımızı ve haklılığımızı haykırıyor da, batı öğretileriyle ve onların referansları ile bu feryatları ne algılayabiliyoruz nede analiz edebiliyoruz.
II. Haliç Konferansımızı 93 yıl sonra Musul gündemli tekrar yaptık. Konuştuk, tartıştık.
Müdafaa i Hukukumuzun davasını takip ettik;
İşte sonuçları;
Mondros imzalandığında Musul Vilayeti bizim elimizdedir.
Meclisimiz Misakı Milli sınırlarımızı sayarken Musul’u da dahil saymıştır.
Lozan’da bu mesele (Petrol Coğrafyası olduğu için) uyutulmuştur.
Musul Vilayeti Konseyi (Toprak sahibi Aşiretler) hakları vardır, gasp edilmiştir. Uyuşturulmuş bir konudur.
1922’de Yarbay Şefik Özdemir, canımızı yakanların canını çok acıtmıştır. Süleymaniye’de Berzenciler ile birlikte Süleymaniye Müdafaa i  Hukuk cemiyeti olarak Türkiye’ye ilhakı da kapsayan kararlar alan bir kongre toplanmıştır.
1925 Nasturi isyanları ve Şeyh Sait ayaklandırılmaları hep İngiliz’in Musul’u perdelemek için yaptırdığı kalkışmalardır. Cafer Tayyar (Eğilmez) paşa gereğini yapmış ancak Ankara arkasını getirmemiştir.
1926 Ankara antlaşması ile İngiliz Mandaterliğinde 25 yıl süreli emanet Musul vilayeti ve sınır tespiti yapılmış olup,
Şayet; Irak’ın toprak bütünlüğü bozuluyorsa Musul Vilayeti’nin özel ve özerk statüsü devreye girmeli, sahibine iade edilmelidir.
Bu Nafta işinin başımıza bela getireceğini gören Abdülhamit’ten şahsı adına bedelini ödeyerek aldığı tapular konusu irdelendiğinde Avrupa Kayıp Haklar Hukuku üzerinden gidildiğinde gecikmiş alacakların tahsilinde geç kalındığı görülecektir.
Hikmet Uluğbay bakanımızın “Osmanlıdan Cumhuriyete Petro Politik” kitabında gasp edilen petrol gelirimiz ve bütçemize konan fasıl’ın akibetini konusu gayet açıklıkla kayıp haklar hukuku üzerinden aranmadığını da görebiliyoruz.
Rahmetli Özal bu sınırda bir gün bizim komşumuzun değişeceğini gördü ve GAP ile Atatürk Barajının Milli kaynaklarla tez elden bitirilmesi gerektiğine karar verdi; bu gün bize bu barajı yaptırırlar mıydı?
1991 de tüm dünya yanımızdayken Irak’a girmememizin faturasını ödemekle meşgul olduğumuzu ikrar edelim,
Görevini yapmayanları tarih önünde not düşelim,
35 bin evladımı toprağa verenleri,
1 trilyon dolarımızı heder edenleri,
Dün savaşmaktan kaçıp istifa edenleri Affetmedim, Af edemeyeceğim,
Bu kusursa, sizler beni affedin.
***
NOT: İnşallah II. Süleymaniye Kongresini de yapacağız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder