1 Kasım 2014 Cumartesi

AĞRIYAN KAFADAN SIZINTILAR; Prof. Dr. Salih Şimşek

AĞRIYAN KAFADAN SIZINTILAR
Prof. Dr. Salih Şimşek
Prof. Dr. Salih Şimşek
Fazla 'şey' bilmek, bazen zararlı olabilir.
Evet, güneşin doğması için sebep mi var ki?
Allah, hiç bir kulunu, ‘omurga kaybı'na uğratmasın!
Az ile ‘yetinme’ kadar, güzel bir şey olduğunu düşünmüyorum.
Hâlâ gevelemeye devam ediyor bir mübarek varlık. Bari biraz sussa…
Güzel dostlarınız varsa kıymetini bilin. Yoksa da 'yok' olduklarını unutmayın!
İçimizden bazıları her şeyi çok iyi bilirler. Öyle bilirler ki bilmediklerini bile bilirler.
Başka coğrafyalardan bir coğrafyada, başkaların hayatlarından bir hayat nasıldır ki?
Aynı dili konuşmayanların aynı mekânda olmamaları gerekir. Trene bakanlar gibi bakışmalarının anlamı yok ki
Korkunun ecele yokmuş… ‘İki saniye sonrası için garantisi olmayan bir hayat için’ korkmaya gerek var mı, sevgili Dostlar?
Her dönem, her gün belki de gündemler değişir. Bu işin tabiatı gereği… İnşallah bizler gündem gereği bozulmaz ve fıtratımızda sebat ederiz.
Güzel ülkemde partisiyle ve mensubuyla muhalefetimizin bir gün de İktidar Partisi’ne  'bunu iyi yaptınız' dediği günü görürsem eğer, mutluluktan uçacağım! Hadi ne olur bir defa da olsa beni mahcup edin!
Ülkemin güzel insanlarından  ‘unvan’ sahipli olanların büyük bir kısmı öyle mütevazıdırlar (!) ki dostlarına yazdıkları bayram ve kandil tebriklerinde bile, isimlerinden önce kocaman kocaman unvanlarını yazarlar.
Havalar sıcak… Ruhum gergin… Kafam karışık… Yüreğim yanıyor… Çıksam yollara da Dünya’nın Kuzey uzundaki, Kuzey Sibirya’daki Yamal Yarımadası’nda yaşayanların yanına gitsem… Yüreğim soğur mu ki?
Şu âlemde herkes ‘başarılı’ olmaya çalışıyor. Neden böyle yaparlar ki? ‘Başarılı’ insanlar kıskanılır, dedikodusu yapılır, yeri gelir ayağı kaydırılmaya çalışılın. Hâlbuki ‘başarısız’ olanların böyle bir derdi yoktur. Onlarla kimse ilgilenmez, kıskanılmaz ve ayağı da kaydırılmaya çalışılmaz. Ne dersiniz? Haklı mıyım?
Benim güzel ülkemde öyle ‘mübarek insanlar’ vardır ki; bir yazarın siyasî görüşünü öğrenmeden önce, yazdıklarına bakarak o kadar mutlu olurlar ki onu ‘İDOL’ ve ‘MELEK’ veya ‘FİLOZOF’ olarak nitelendirirler. Yazara övgü üzerine övgü mesajları gönderirler. Bir süre sonra onun siyasi görüşünün kendisine uymadığını görünce, bir süre önce ‘idol’ veya ‘melek’ veya olumlu anlamda, hikmet sahibi ‘filozof’ dediği aynı kişiyi, ‘ŞEYTAN’ olarak görmekte mahzur görmez. O artık, kafası çalışmayan, olayların ve insanların farkında olmayan bir ayak-takımıdır. Mübarekler, insanoğlunun hepsi sanki birer ‘ROBOT’ olup farklı düşünmeyecekler… Bu durum, ülkemin ‘okumuş’ taifesinde çok yaygındır. Bu fikri plandaki ‘ifrat ve tefrit’ten (aşırılıklardan) kurtulmadıkça işimiz çok zor… Orta yolu ne zaman bulursak, işimiz o zaman kolaylaşacaktır!
Ahh, ahh…
Kafam! Sen bu sızıntılardan doğan ağrıdan bir an önce kurtulsan ne olur sanki?
Bazılarına göre abuk sabuk konuşmaktan kurtulman için ne yapmak gerekir ki?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder