AĞRIYAN KAFADAN SIZINTILAR
Prof. Dr. Salih Şimşek |
Prof. Dr. Salih Şimşek
Fazla 'şey' bilmek, bazen zararlı olabilir.
Evet, güneşin doğması için sebep mi var ki?
Allah, hiç bir kulunu, ‘omurga kaybı'na uğratmasın!
Az ile ‘yetinme’ kadar, güzel bir şey olduğunu düşünmüyorum.
Hâlâ gevelemeye devam ediyor bir mübarek varlık. Bari biraz sussa…
Güzel dostlarınız varsa kıymetini bilin. Yoksa da 'yok'
olduklarını unutmayın!
İçimizden bazıları her şeyi çok iyi bilirler. Öyle bilirler
ki bilmediklerini bile bilirler.
Başka coğrafyalardan bir coğrafyada, başkaların
hayatlarından bir hayat nasıldır ki?
Aynı dili konuşmayanların aynı mekânda olmamaları gerekir. Trene
bakanlar gibi bakışmalarının anlamı yok ki
Korkunun ecele yokmuş… ‘İki saniye sonrası için garantisi
olmayan bir hayat için’ korkmaya gerek var mı, sevgili Dostlar?
Her dönem, her gün belki de gündemler değişir. Bu işin
tabiatı gereği… İnşallah bizler gündem gereği bozulmaz ve fıtratımızda sebat
ederiz.
Güzel ülkemde partisiyle ve mensubuyla muhalefetimizin bir
gün de İktidar Partisi’ne 'bunu iyi
yaptınız' dediği günü görürsem eğer, mutluluktan uçacağım! Hadi ne olur bir
defa da olsa beni mahcup edin!
Ülkemin güzel insanlarından ‘unvan’ sahipli olanların büyük bir kısmı öyle
mütevazıdırlar (!) ki dostlarına yazdıkları bayram ve kandil tebriklerinde bile,
isimlerinden önce kocaman kocaman unvanlarını yazarlar.
Havalar sıcak… Ruhum gergin… Kafam karışık… Yüreğim yanıyor…
Çıksam yollara da Dünya’nın Kuzey uzundaki, Kuzey Sibirya’daki Yamal Yarımadası’nda
yaşayanların yanına gitsem… Yüreğim soğur mu ki?
Şu âlemde herkes ‘başarılı’ olmaya çalışıyor. Neden böyle
yaparlar ki? ‘Başarılı’ insanlar kıskanılır, dedikodusu yapılır, yeri gelir ayağı
kaydırılmaya çalışılın. Hâlbuki ‘başarısız’ olanların böyle bir derdi yoktur.
Onlarla kimse ilgilenmez, kıskanılmaz ve ayağı da kaydırılmaya çalışılmaz. Ne
dersiniz? Haklı mıyım?
Benim güzel ülkemde öyle ‘mübarek insanlar’ vardır ki; bir
yazarın siyasî görüşünü öğrenmeden önce, yazdıklarına bakarak o kadar mutlu olurlar
ki onu ‘İDOL’ ve ‘MELEK’ veya ‘FİLOZOF’ olarak nitelendirirler. Yazara övgü üzerine
övgü mesajları gönderirler. Bir süre sonra onun siyasi görüşünün kendisine uymadığını
görünce, bir süre önce ‘idol’ veya ‘melek’ veya olumlu anlamda, hikmet sahibi ‘filozof’
dediği aynı kişiyi, ‘ŞEYTAN’ olarak görmekte mahzur görmez. O artık, kafası
çalışmayan, olayların ve insanların farkında olmayan bir ayak-takımıdır. Mübarekler,
insanoğlunun hepsi sanki birer ‘ROBOT’ olup farklı düşünmeyecekler… Bu durum,
ülkemin ‘okumuş’ taifesinde çok yaygındır. Bu fikri plandaki ‘ifrat ve tefrit’ten
(aşırılıklardan) kurtulmadıkça işimiz çok zor… Orta yolu ne zaman bulursak,
işimiz o zaman kolaylaşacaktır!
Ahh, ahh…
Kafam! Sen bu sızıntılardan doğan ağrıdan bir an önce
kurtulsan ne olur sanki?
Bazılarına göre abuk sabuk konuşmaktan kurtulman için ne
yapmak gerekir ki?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder