Anadolu Kadınlar Birliği (Bacıyan-ı Rum)
Derleyen: OyaKESKİN
Ahilik teşkilatının kadın
kolu olarak Ekonomi, eğitim ve sosyal alanlarda maddi ve manevi yapıyı
birbirine harmanlayarak Anadolu’yu Anadolu yapan yapının özünü ortaya
koymuşlardır. Bacıyan-ı Rum Teşkilatı, kadınlar arasındaki yardımseverliğin,
konukseverliğin, doğruluk ve merhamet duygusunun Anadolu’da gelişmesine katkı
sağladığı gibi Türk dilinin, Türk kültürünün ve İslam anlayışının kadınlar
arasında yayılmasını da hızlandırmıştır
"Bacıyan-ı Rum", Anadolu Kadınlar
Birliği anlamını taşımaktadır. "Bacı" kelimesi, abla, kızkardeş
anlamına gelmektedir. "Bacı" kelimesi, günümüzde Anadolu'nun bir çok
şehrinde yaygın olarak kullanılmaktadır. "Rum" kelimesi ise Anadolu
anlamını ifade etmektedir.
İlme, sanata ve ahlâka son derece önem verilen
Ahilikte, kadının da sosyal ve ekonomik hayatta önemli bir yeri vardı.
Kadınların teşkilatlanıp gelişmesi için Ahi Evran'in eşi Fatma Bacı, dünyanın
ilk kadın teşkilatı olan "Bacıyan-ı Rum" teşkilatını yani Anadolu
Kadınlar Birliği'ni kurmuştur.
Örneğin Kayseri'deki Ahiler tarafından kurulan
sanayi sitesinde hanımlara mahsus çalışma yerleri de bulunurdu. Bacıyan-ı Rum
teşkilatına mensup hanımlar bu sanayi sitesinde el sanatlarını ve mesleklerini
icra ediyorlardı. Kadınlar daha çok çadırcılık, keçecilik, nakışçılık,
örgücülük, kilim ve halı dokumacılığı, ipek ve pamuk ipliği üretimini
gerçekleştirmişlerdir. Çalışan kadınlar gerek mesleki ve teknik konularda,
gerekse ahlaki konulardaki çağın gerektirdiği eğitim ihtiyacını "Bacıyan-ı
Rum" teşkilatında karşılıyorlardı.
Birçok batılı araştırmacı, tarihin o döneminde
Anadolu'daki kadınların bir araya gelerek bugün ki anlamda bir sivil toplum
örgütü kurmalarını hayretle karşılamıştır. Alman araştırmacı Franz Taeshner de
bunlardan biridir. Franz Taeshner, Ahilik teşkilatı ile aynı dönemde kurulan bu
teşkilatın varlığına inanamaz. Çünkü o çağlarda Türk kadınının böyle bir sivil
toplum örgütünü kuracak kadar bilinçlendiğine akıl erdiremez.
En eski Osmanlı Devleti tarih yazarı Aşık Paşazade
Anadolu'da kurulan Ahilik teşkilatı (Ahiyan-ı Rum) yanında bir diğer sosyal
zümre olan Bacıya-ı Rum (Anadolu Kadınlar Birliği)'dan bahseder.
Bacıya-ı Rum teşkilatı, Anadolu kadınlarını,
gerektiğinde düşmanlara karşı vatan savunmasında eşlerinin yanında mücadele
etmesi ve gerektiğinde de kültürde, sanatta, edebiyatta, sosyal ve ekonomik
alanlarda kalkınıp gelişmesini sağlamak için teşkilatlandırmıştır. Anadolu
Kadınlar Birliği, kadınlar arasındaki yardımseverliğin, konukseverliğin,
doğruluk ve merhametliğin gelişmesine katkı sağladığı gibi Türk dilinin, Türk
kültürünün ve İslam anlayışının kadınlar arasında yayılmasını hızlandırılmıştı
Anadolu Kadınlar Birliği, Ahilerin kadınlar kolu
olarak yetim ve kimsesiz genç kızları himayesine almış, onların eğitimlerinden,
ev-bark sahibi olmalarından sorumlu olmuşlardır. Bunun dışında kimsesiz ihtiyar
kadınların bakımı, genç kızların evlendirilmesi gibi birtakım sosyal
hizmetlerde bulundular, maddi sıkıntı içinde olanlara yardım elini uzatmışlardır.
Sosyal, ekonomik, kültürel ve ahlâki ilkeleriyle
Ahilik kültürü, fertlerin hak ve özgürlüklerine ayrıca önem vermektedir. Ahilik
teşkilatının erkek üyelerine "Eline, beline, diline sahip ol!" yani "hırsızlık etme, başkasının namusuna göz
dikme, başkası hakkında kötü konuşma" prensibi benimsetilip
yaygınlaştırılırken, şüphesiz iş birliği yaptıkları Anadolu kadınları o günkü
adıyla Bacıyan-ı Rum teşkilatı aracılığıyla da hanımlara, "Eşine, işine ve aşına dikkat et!" yani "eşine yardım et, onu evine bağla, işine ve
geçimine dikkat et" prensipleri benimsetiliyordu.
ÖZETLE:
Ahilik teşkilatının kadın kolu olarak Ekonomi, eğitim ve
sosyal alanlarda maddi ve manevi yapıyı birbirine harmanlayarak Anadolu’yu
Anadolu yapan yapının özünü ortaya koymuşlardır. Bacıyan-ı Rum Teşkilatı,
kadınlar arasındaki yardımseverliğin, konukseverliğin, doğruluk ve merhamet
duygusunun Anadolu’da gelişmesine katkı sağladığı gibi Türk dilinin, Türk
kültürünün ve İslam anlayışının kadınlar arasında yayılmasını da
hızlandırmıştır.
Anadolu Bacıları olarak da anılan Bacıyan-ı Rum’a mensup
olanlar yerleştikleri en ücra yerlerde dahi o bölgenin halkıyla kısa sürede
kaynaşmış, hanımlar arasında dini konularda otorite olmuşlardı. Ahi zaviyesinde
gelen konuklara yemek hazırlamada, savaş zamanlarında ordunun ihtiyacı olan
elbise ve savaş malzemelerinin bakımında ve onarımında önemli görevler
üstlenmişlerdi. Bacıyanlar bulundukları topluluktaki kadınları organize
ederler, bakıma muhtaç yaşlıları gözetir, ihtiyaç sahibi evlenecek genç kızlara
yardım eder, çeyizlerini düzer, onları evlendirirlerdi. Yetim çocukların
bakımı, eğitimi ve yetiştirilmesinden de Bacıyan-ı Rum sorumluydu.
Bacıyanlar aynı zamanda eli iş tutan, zanaat bilen kadınları
çadır, halı ve kilim dokuması, nakışçılık, örgü, ip ve ipek üretimi dallarında
yetiştirirlerdi. Bacıyan-ı Rum, üyelerine şu telkinde bulunurlardı: “İşine,
eşine, aşına sahip ol.” İşine sahip ol, bilgini becerini geliştir çalış ki
yuvanın düzeni olsun. Eşine sahip ol ki, yuvasına bağlı olsun. Tasarruf et,
savurgan olma ki aşın ocağın devamlı tütsün.”
Türk örf ve adetlerinin, maddi ve manevi değerlerinin genç
kuşaklara aktarımı konusunda Bacıyan-ı Rum teşkilatının etkisi büyüktür.
Anadolu insanı ortaya koyduğu güçlü yapısıyla köklü bir medeniyet inşa
etmiştir. Anadolu medeniyetinin inşasında kadınların ve Bacıyanların etkinliği,
hiç şüphesiz yadsınamaz bir öneme sahiptir. İslamiyet’in kabul edilmesiyle
beraber kadınlar yaşadığı toplum tarafından değer kazanmaya başlamıştır. Ancak,
Türk kadınları, tarih boyunca toplumun her katmanında etkin bir rol oynamıştır.
Aile yönetiminden devlet yönetimine kadar her alanda aktif
görev almıştır. Tarihi Orta Asya’ya uzanan Türk kadını Anadolu’ya köklerini
yansıtmış, geçmişten gelen aktif rolünü, İslam’dan aldığı güçle Anadolu’da
“Bacıyan-ı Rum” adında dünyanın ilk kadın teşkilatını kurarak
kurumsallaştırmıştır.
Derleyen: OYA KESKİN
90 533 318 23 70
oya.kayra96@hıtmail.com
Kaynak:
http://www.sultanbeylieso.org.tr/ahilik/baciyan-i-rum